Trump mu, Biden mı?
Bu satırların yazıldığı saatlerde alınan bilgiler, Biden’ın ABD başkanlığına çok yaklaştığı, Trump’un ise kaybetme noktasında mızıkçılığa başladığı yönündeydi.
Binali beyden kopya çekmişçesine, daha seçim sonuçları belli olmadan “ben kazandım” diye ortaya çıktı.
Yine Binali beyin İstanbul seçimindeki iddialarına yakın sözlerle “hile” vurgusu yaptı, hatta oğlu, oyların yakıldığını bile iddia edebildi.
6 delege daha alsa Biden seçimi kesinlikli kazanmış oluyor.
Oy sayımı devam eden 4 eyalet daha var.
Biden birinden 6 delege alsa, iş tamam.
Bu arada psikopat adam işi yargıya taşıyor.
Ne olacaksa, bir mucize bekliyor olmalı.
Sözün özü: Dünya ve insanlık bir dengesiz adamdan kurtuluyor.
ABD seçimleri bütün dünyayı yakından ilgilendirir de, Türkiye’yi daha yakından ilgilendiriyor.
Zira, Biden’ın Erdoğan yönetimine iyi niyetle yaklaşmayacağı hususu ihtimal olmaktan çıkıp, gerçeğe evrilecek gibi görünüyor.
Sözün açıkçası; Biden yönetiminin Türkiye’nin parlamenter demokrasiye dönüşü konusunda Muhalefetle işbirliği yapacağına ilişkin değerlendirmeleri de akla geliyor.
Biden 47 yıllık politik tecrübeye sahip, dengeli bir siyasetçi olarak görülüyor.
Biden’in ABD’de ve diğer ülkelerde demokrasinin gelişmesi için çaba sarf edeceği söyleniyor.
Bu durumda, bizdeki durum nasıl olur?
Bizde bazı değişikliklere yol açabilir, bekleyip görmek gerek.
Türkiye, ABD için vazgeçilmez ülkedir.
NATO ittifakı içinde ağırlığı vardır.
ABD, bizim ülkemizi göz ardı edemez.
Belki, şahıstan şahısa ilişkiler yerine, devletten devlete ilişkiler ikame edilir ki, bu da Türkiye’nin zararına olmaz.
Hasılı kelam: Biden, estiği gibi gürleyemez.
Türkiye’ye bir şey yapamaz.
Halkbank için yaptırım kullanabilir.
Bir de elindeki yolsuzluk belgeleri varsa onları açıklatabilir.
Türkiye gibi köklü bir müttefikten vaz geçilemez.