Ağaçlar katledilirken

Bence bazı kitapları okumak için doğru bir zaman var ve kitaplar onu sana fısıldıyor. Kitaplığımda birkaç yıldır duran Öksüz Ağaçların Çobanı’nın bugün bana fısıldadığı gibi… Tam da Muğla Akbelen’de ağaçlar rant uğruna katlediliyorken… Bundan daha doğru bir zaman olamazdı. Sabah 10.00’da aldım elime… 13.00 olduğunda son 20 sayfa kalmıştı 212 sayfalık kitapta… Sıcak yüzünden verdiğim minik molaları saymazsam kalkmadan üç buçuk saatte bitirdim İsmail Güzelsoy’un eserini…

*

“İki ay sonra üç yaşına basacaktım” diye başladı kitap. Ya sonrası…

Yaşayan son meddah Değil Efendi’nin kızı, oğluna Mırmıri’nin masalını anlatmaya başlar. Ama babası annesine sarılır ve onu katleder. Masal yarım kalır… Sonra o çocuk büyür… Sarılmaktan hep korkar.

*

İlk aşkı Meryem’le tanışır. Ağaçlarla konuşan, öksüz ağaçların çobanı Meryem ile… Meryem ağaçların dilini insanların dilinden daha iyi anladığı için deli denilip tedavi olmak üzere Almanya’ya gider… Bir süre sonra mektupları yanıtsız kalır isimsiz kahramanımızın… Meryem’in izini kaybedince Mırmıri’nin masalının peşine düşer… Ona da ulaşamaz.

*

13 yıl 3 ay 6 gün sonra Taksim’de rastlar Meryem’e.

Burada kitap distopyaya dönüşüyor. 2013’teki Gezi’den bile büyük protestoların içinde buluyor kendini iki aşık. Meryem Spiegel adına olayları takip etmeye gelmiştir. Ama en çok da onu bulmak için… TOMA’ların ve zehirli bulutların arasında Meryem’le yine ayrı düşerler.

Taksim’deki büyük katliamdan sonra herkes susturulur… Dikta rejimi kurulmuştur artık. Ve her şey bölgeye örülen dev bir duvarın ardında kalmıştır. Belki Meryem de…

*

İsmail Güzelsoy’un bence ‘büyülü gerçekçilikle’ kaleme aldığı kitap insanı öyle bir sarıyor ki, büyülü gerçekçiliği, distopyaları pek sevmeyen ben bile bırakamadım son sayfaya kadar… Protestocu Elif’in ‘zamanı duyan’ babasının kahramanımıza yazıp bıraktığı mektubu çok merak ettim. Ha bir de İsmail Güzelsoy’un kendisini de kattığı, sondaki “Bu daha başlangıç”ı…

İsmailGüzelsoy

ÖksüzAğaçlarınÇobanı

DoğanKitap

AkbeleneDokunma