Gidişata bakarsak, erken seçim olma ihtimali fazla görünüyor.
Özellikle Davutoğlu ve Babacan’ın AKP tabanından oy almalarını önlemek için iktidar bir baskın seçime gidebilir.
Özellikle Babacan’ın AKP tabanından ve bu günkü Meclis grubundan önemli ölçüde destek bulacağı konuşmaları yapılıyor kulislerde.
Babacan, AKP iktidarının ilk yıllarındaki ekonomik başarıları kendi başarıları olarak taktim ederken, aslında eski parlamenter sistemi övmüş oluyor ki, bu iktidarın hoşuna gitmeyebilir.
Çünkü iktidar kendi sistemini beğendirmeye çalışıyor.
Sayın Erdoğan, her ne kadar “ben izin vermeseydim, bunları yapabilir miydin?” diye bir soru yöneltse de Babacan ve paralelinde Davutoğlu yeni açıklamalarıyla iktidarı bir hayli hırpalayacak gibi izlenim uyandırıyorlar.
Bu yüzden hem medyada, hem sosyal medyada ilgi görüyorlar.
Liderlerin bayram konuşmalarında bu iki partinin genel başkanı, konuşmalarında önemli başlıklar verdiler muhalefete.
Cami hoperlöründen şarkı okutulması, darbe iddiaları gibi söylemlerle iktidar kendi tabanını sıklaştırmaya çalışırken, Fetö’cü generalin emekli edilmesinin neden ve kim tarafından önlendiği sorusu bazı mahfillerde merak konusu ve soru işaretleri taşıyor.
Cami minaresinden şarkı bahsinde ise iktidarın kitleleri fazla inandıramadığı görülüyor.
Failleri ortaya çıkarılmasa da, bunun, cami görevlilerinin de içinde olabileceği bir provokasyon olabileceği ihtimali daha ağırlık kazanıyor gibi.
Siyaseti iyi yorumlayan birinden şöyle bir yorum aldık:
“Meclis Haziran’da erken seçim kararı alabilir. Bu, Ekim ayı olabilir. Eğer Meclis böyle bir karar almazsa bilelim ki, seçim zamanında yapılacaktır. Yani, 2023’te.”
İkinci tahmin daha akla yakın görünüyor.
İktidar, ekonomiyi toparlamadan bir seçime gitmeyi göze alamaz.
Ekonominin nasıl toparlanabileceği konusunda iyi işaretler alınmasa da, iktidar, halka ümit vermeyi daha akılcı bulmuş olmalı ki, ekonominin yönetimini elinde tutan damat bey ha bire umut pompalıyor.
Bu gibi durumlarda iktidarların yapabileceği tek şey, erken seçime gitmektir.
AKP gider mi, onu bilemiyoruz.
Keşke gidebilse.
Ekonominin iyileşmesi ve dışarıya güven verilebilmesi için parlamenter sisteme dönülmesi ilk çare olarak düşünülüyor.
Sonra, basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve bağımsız yargı başlıkları yer alıyor.
Batıdaki sermaye çevreleri ancak böyle bir sisteme güven duyabilir deniyor.
İktidarın dış para arayışı tıkanmaya uğrarsa, bu yoldan başka bir seçenek de görülmüyor.
Bekleyip göreceğiz.