KÜLTÜR-SANAT

Aykut ve Çeşmecioğlu buluşunca..

Çatalca’da üç dönem belediye başkanlığı yapan Fırat Aykut ile Gazetemiz yazarlarından Silivri Belediyesi eski Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu birbirleri hakkında yazdı.

Çatalca’da üç dönem belediye başkanlığı yapan Fırat Aykut ile Gazetemiz yazarlarından Silivri Belediyesi eski Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu geçtiğimiz günlerde buluştu. Aylar öncesinden randevulaşıp ancak geçtiğimiz gün gerçekleşen buluşma sonrası her iki isimden ziyarete ilişkin çok güzel değerlendirmeler geldi. Aykut ve Çeşmecioğlu’nun kaleminden dökülen o güzel sözleri sizlerle paylaşmak istedik. 

Erhan Kızılyar 

**

 

Fırat Aykut

Bugün 24 Eylül 2024, sonbaharın kendini hatırlattığı ama yazın da bitmediğini gösterdiği limonata tadında çok güzel bir hava var Çatalca'da...

Aylar öncesinden sözleşilmiş ama bir türlü gerçekleşememiş ve bu güne ertelenmiş bir ziyaretçi bekliyorum Silivri'den... 

Nihayet saat 12:30'a doğru geliyor sevgili İBRAHİM ÇEŞMECİOĞLU...

Doğup büyüdüğü Silivri'nin Ortaköy Mahallesi'nde yaşayan, siyaset arkadaşım, düşünür ve yazar, 2014-2019 dönemi CHP'den Silivri Belediye Meclis Üyeliği yapmış olan sevgili İBRAHİM ÇEŞMECİOĞLU bizi ziyarete gelirken de aylar önce adıma imzaladığı "ISLIĞIMIN CANINI ALDILAR ve ELLERİM YAŞAR MI HİÇ YÜZÜN ÖLÜNCE" adlarındaki iki güzel kitabını ve kendi yaptığı şarap ile bahçesinden topladığı hünnapları eşime ve bana armağan etti. Yeni kitaplarının üzerinde çalıştığını ve yakın zamanda baskıya verecek duruma getireceğini söyledi. İyi bir kitap okuru olan sevgili eşim Derya Aykut ile birlikte, İbrahim Çesmecioğlu'na hem armağan ettiği kitaplar ve hem de ziyareti ile bizi onurlandırarak mutlu ettiği ve bize değer katarak yücelttiği için sonsuz teşekkürlerimizi sunduk..

Eski adı SÜRGÜN olan ORTAKÖY'ün adının, Balkan Savaşları sonrası can güvenliği nedeniyle terk etmek zorunda kaldıkları eski köylerinin (Şimdi Bulgaristanda) adı olduğunu öğrendim. Sürgün'ün üzümlerinin ve şaraplarının ününü çocukluğumdan beri duyardım. Şimdi de sayesinde şarabını içeceğim..

Silivri, Çatalca, çevremiz ve ülkemizdeki gelişmeler ile değişimlerin, geçmişten geleceğe uzanan bir güzergahta nerelere evrildiğini birlikte değerlendirdik. Bektaşi geleneğinden gelen babasının bahçedeki bir ağacı kesmek zorunda kalınca bir şeyler mırıldandığını; üzüntü, özür ve dua içeren bu mıtıltıları, çocuk yaşta duyduğu için kaydedemediğini ve bu nedenle de hep üzüntü duyduğunu söyledi..

Ortak dostlarımızla olan anılarımızı tazeledik. Bu dünyadan göç etmiş olanları özlem ve rahmet, yaşayanları da sevgi ve saygı ile andık....

İbrahim Çeşmecioğlu

Mayıs ayında Fırat Aykut ağabeyimi ziyaret etmeyi istemiştim. Bir türlü olmadı. Düğünler, bahçe düzenlemesi vs. gibi nedenlerle Eylül sonuna kadar biraraya gelemedik. Ne gam. Dün beraberce harika saatler geçirdik. Ayrıca benimle ilgili yazdıklarını okuyunca hem çok gururlandım, hem de çok utandım. Kalbinden geçenleri zerrece hak ettiysem kendimi yaşadıkça bahtiyar sayacağım.

*

Sizleri ziyaret etmek benim için şerefti, benim için mutluluk kıymetli ağabeyim. Ne bulunmaz saatler geçirdim sizlerle dün-ü gün gibi bilemezsiniz. Zamana sığar ama söze sığmaz ve öyle kolayına anlatılmaz.

Ve zaman kaybolmaz…kaybolmaz zaman! Zaman iyi insanların gönlüne, usuna, umuruna kaydolur. Uman ile usan arasında gidip gelirken hayat, umut olur, sevinç olur, yol olur. Bir tek cümleni unutmamı kendime anlatamam, anladım. Bir garip yolcuyum dar-ı dünyada, gailesiyle yürüyen. Emanetçiyim. Yüküm ki yere göğe sığmaz! Ağırlığım bunca yıl yaşayarak biriktirdiğiniz vakaret, korumaya çalıştığım güzel gönlünüzden olma zerafet, haysiyet. Şikâyet etmem asla yükümden.

Onurunuzu yüklendik, yemin olsun onurunuzla yüceldik…Huzurumu anlatamam.

Maksim Gorki büyük yazar Tolstoy için, “Bu adam yaşadığı sürece öksüz sayılmam yeryüzünde” derken, sadece ona hayranlığından bahsetmemiş. Ol ölçüsü ile yol ölçüsünün de altını çizmek istemiş aynı zamanda. İnsanların kavrayamayacağı uzaklıkları, kendinden önce yola düşenlerin, o değerli insanların yola bıraktıkları işaretlerle, izlerle savrulmadan ve kaybolmadan yürüyebileceğini hatırlatmak istemiş.

Yolumuza düşen şavkınız hiç bitmesin Fırat ağabeyim. Huzur duyduk, mutlu olduk, hanenizde sayeban olduk. Sizlerin tecrübesini edinmek, kardeşiniz, yoldaşınız olmak ne büyük ayrıcalık bizim için, ne güzel. Yeni kitaplarımla yeniden ziyaret edeceğim sizleri. Kıymetli eşiniz Derya ablama ve siz canberaber ağabeyime çok teşekkür ediyorum. Sizler yaşadıkça asla öksüz sayılmayız yeryüzünde. Hürmet ve sevgilerimle.