Ben bunu daha önce görmüştüm hissi bir çeşit “hafıza hatası” imiş

Güneşli bir cumartesiden merhaba sevgili “Dünlük”. Oysa dün bir anda gece gibi olup dolu yağmıştı. Hem de fırtına eşliğinde… Gerçi kısa sürdü ama yine de bugün güneşe uyanmak, zamanı hızlı sarmışım gibi hissettirdi.

Evden “zorunlu olmadıkça” çıkmadan geçirilen bir yılın sonunda kendimi “temizlik, yemek yapma/yeme, okuma/film, dizi izleme” üçgeninde sıkışık kalmış gibi hissediyorum. Hani bilim kurgu filmleri olur ya, insanlar aynı gün içinde sıkışıp kalır bir nedenle… Hep aynı güne uyanır. Uyandığımda bu hisle kalkıyorum. Tabii pandemi nedeniyle hayatını kaybeden ya da hastanede yaşam savaşı verenleri düşününce şükrediyorum. Ama aynı güne uyanma ya da “ben bu günü daha önce yaşamıştım sanki” hissinden de -dejavu- kurtulamıyorum.

xxx

Yıllar önce İngiltere seyahatlerimizden birinde kaplıca şehri Bath’a gitmiştik. Küçücük bir kasaba… Ama bir bakıma ünlü isimlerin sayfiye şehri. Romalılardan kalan kaplıcaları çok güzel bir şekilde korumuşlar. Romalılar gibi giyinmiş rehberler anlatıyordu tarihçesini. Kaplıca havuzlarını gördüğümde “Ben burayı daha önce gördüm” dedim. Sanki daha önce orada bulunmuş, o adam gibi giyinmiş kişilerle birlikte orada yürümüştüm. Belki okuduğum tarihi kitapların yansımasıydı, ya da izlediğim filmlerde gördüğüm yerlere benzetmiştim. Şimdi gezme kısmı kalktığı için evdeki hayatım dejavu gibi hissettiriyor.

xxx

Tam aklımdan bunlar geçerken instagramda takip ettiğim bilimfenomenisayfasında dejavu’yla ilgili kısa bir bilimsel açıklamaya denk geldim. Uzun yıllar boyunca bu “Daha önce ben bunu yaşamıştım, ya da bunu görmüştüm” duygusunu doğaüstü deneyimlerle açıklamaya çalışmışlar. Reenkarnasyon ya da alternatif evrene kısa süreli seyahatler gibi…

Yaşadığımız bir olayın daha önce de aynı şekilde yaşandığı hissine dejavu deniliyor. Fransızca bir kelime… “Daha önce görmüştüm” anlamına geliyormuş.

Bunun bilimsel açıklaması ise şöyle imiş: Bir nesneyi gördüğümüzde beynimize sinyaller göndererek yorumlanmasını sağlıyoruz. Ancak sinir bağlantılarında oluşan yanlış bir sinyalle olayın zamanı ve yeri hakkında yanlış bir hisse kapılıyoruz. Ve neyse ki, gerçekte yaşananları denetleyen başka bir mekanizma var, bu sayede hissedilenin ne olduğunu hızlıca anlıyoruz. Dejavu sona ererken “bu anı daha önce yaşamıştım” duygusu kalıyormuş.

xxx

Dejavu ile ilgili başka neler öğrenebilirim diye araştırırken evrimagaci diye bir internet sitesine denk geldim. Oradaki bilgiye göre, bilim literatüründe ilk kez 1928 yılında Edward Titchener’ın “Bir Psikoloji Kitabı” isimli kitabında tanımlanmış dejavu. Şöyle: “Beyin, bir deneyime yönelik olarak tam bir algı üretmeden önce, kısmi bir algı yaratır. İşte bu kısmi algı, daha önce deneyimlenmiş bir olay olduğu hissi yaratmaktadır.”

Bilim camiasına göre, dejavu aslında bir “hafıza hatası”. Ve 2004’teki bir araştırmaya göre her 3 insandan 2’si ömründe en az bir defa bu hissi tadıyor.

xxx

Yazıda ilginç başka bir bilgi vardı. Yine Fransızca “Jamais vu” (asla görülmemiş demekmiş) hissi. Daha önce karşılaşmış olduğumuzdan emin olduğumuz bir durumda, kendimizi o durumla ilk kez karşılaşıyormuş gibi hissetme haliymiş. Örneğin bir kelimeyi, hatta bazen kendi ismimizi defalarca tekrarladığımızda anlamsız harfler bütününe dönmesi gibi…

xxx

Kendimizle ve hislerimizle daha çok baş başa kaldığımız için her hissimizi çözmeye çalışıyoruz. Çözdüğümüzde büyük bir keşif yapmayacağız belki ama içimize yaptığımız yolculuk bize kendimizle ilgili çok şeyler öğretecek. Kendi içinize yaptığınız güzel seyahatler dileğiyle…