Değerli dostlarım; Sizlerle sağ ve sol beynimin ön beynim ile birlikte muhabbetle kurdukları örgüde ortaya çıkan düşünce ürünü (Düşünme sanatına yöneltilen nörolojik silahlar) sohbetimi paylaşmak isterim.
Sanırım Beynimizin özelliği olan düşünme yeteneğinin ve bu özelliğinin de bizleri diğer canlılardan farklı kılan en önemli unsur olduğunun idrakında ve kabulünde olduğumuz hususunda hepimiz hemfikirizdir. Hangimiz, ne için, kim için veya neden beynimize aklımızı ve
Kısaca beynimizin yapısal özelliğinden yola çıkarsak; Beynimiz sinir hücrelerinden oluşur. Bu sinir hücrelerine "Nöron" adı verilir. Bu nöronlar birbirleri arasındaki iletişimlerini "Sinaps"larla yaparlar. Duyu organlarımızın iletilerini (görme, duyma, tatma, koklama, dokunma ve Alt) Beyindeki Nöron Sinir Hücrelerinde, yeni Sinapslar oluşturarak ve eski Sinaps bağlantılarının güçlenmesi ile algılayıp kaydederler.
Beyinin yapısı ve çalışma mekanizması itibarı ile düşünce üretmesindeki işlevini biraz daha deteylandıralım.
Sol beyin: Sürece bakar, erildir, yeni fikirlere açık değildir. Koruyucu, tutucu ve savunucudur. Gerçekleri analiz eder, sayı ve rakamlarla ilgilenir.
Sağ beyin: Niyete bakar. Sağ beyin duygusaldır, duyguları analiz eder. Farklılıklara gebedir, deneme yanılmayla karar verir. İlgi alanı daha çok görsel konulardan ve zevklerden oluşur. Estetik kaygılar sağ beyinde etkilidir ve sevgiye göre karar verir. Sağ beyin sempatikken ön beyin empatiktir.
Fikir sahibi olacak kadar bildiğim, İlmi dildeki sınırlarımı kendime hatırlatarak, düşünce boyutunda yazılı dille sohbetime dönüyorum. Düşünebilme yeteneğine sahip olan beynimizi ilimle besleyip, hislerle derinleştirerek sevgiyle, idrakla, farkındalıkla açığa çıkarırken insan olmanın güzelliğini yaşarız.
Diğer taraftan özel yeteneklere sahip bazı insanlar da düşüncelerini yaptıkları sanat çalışmaları (Resim, Heykel, Müzik, Şiir vb..) ile ortaya koyarlar. O nedenledir ki ben susarım sanatım konuşur söylemini yüreğimle dillendiririm.
Düşünme de seçicilikten (Rasyonellikten) ayrılıp, kolaycılığı seçerek (sezgisel, duygusal) güdülenmeye mahkûm yorgun beyinler yönetilip yönlendirilmede en istenen hedef kitlelerdir. Yaşamsal süreçte Siyaseten ( yaşam siyaseti, politik irade, tüketim amaçlı/ ürün tanıtım vb.gibi) farkına varmadan aktif hücreleri zamanla pasifleştirilen, hatta edilgenlikte sadece itaat ile hareket edebilen modeller yaratılması da bu nedenledir. Daha da ileri aşamasında ise fiziken yaşasa da düşünme yeteneğini ve düşünce gücünü kaybetmiş ölü beyinler haline gelmiş beyinler ortaya çıkar.
İnsanların; duygularının, sezgilerinin tek tipliliğe iteklenerek mantığı hiçe saymasında yaygınlaşan çıkar amaçlı politik sistemler insanlık için nükleer silahtan daha tehlikelidir.
Nesilden, nesillere aktarılarak kırımlara yol açan bu düşünce yeteneğini köreltme yönteminin adına bu nedenledir ki (İki tip Nükleer silah:1-Fisyon 2-Fizyon derken, görünmeyende gördüğüm ile 3. Tip olarak da Nörolojik silah) Nörolojik silah ismiyle adlandırıyorum.
“Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur.’’ Mustafa Kemal ATATÜRK
Değerli dostlarım; Düşünebilme yeteneğimizin güzellikleri yaşayarak düşüncelerin engin renklerinin dünyasında bir damla olup deryada yüzmenin kıymetini ve önemini bilirsek kendimiz ve fikirlerimiz ile birlikte başka fikirleri, düşünceleri de özgür kılabiliriz.
Düşüncenin en güzel dillerinden biri olan sanatın ışığında kalarak, bir sonraki yazılı sohbetimde buluşmak üzere, güzellikler diliyorum. ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi, Yağlıboya remimin görselini ve Youtube’da yayımladığım bir (Kaşı biraz öne eğsen https://www.youtube.com/watch?v=hGULYQ5BrfE ) şarkımı bırakıyor, aşağıda kısaca Nükleer silah hakkında açıklama yapıyor, sevgimle, saygımla, aklımla, fikrimle selamlıyorum sanat yüreklerinizi.
*
AKIL YOLDA KALINCA
Öttürmüşken boruyu
Saçma sapan soruyu
Gider bir arpa boyu
Akıl yolda kalınca
*
Vatan desen ne yazar
Yiğide toprak kazar
Hain kurşun çok azar
Akıl yolda kalınca
*
Alma ana’dan ahı
Toplarsın çok günahı
Gözün görmez sabahı
Akıl yolda kalınca
*
Atam demek zor geldi
Namus sana dar geldi
Her gün bir şehit verdi
Akıl yolda kalınca
*
Beyin aklı özlemiş
İman vicdan istemiş
Mevki makam bol gelmiş
Akıl yolda kalınca
*
Perihan KOCA
*
NOT: Nükleer silah, nükleer reaksiyon ve nükleer füzyonun birlikte kullanılmasıyla ya da çok daha kuvvetli bir füzyonla elde edilen yüksek yok etme gücüne sahip silahtır. Genel patlayıcılardan farklı olarak çok daha fazla zarar vermek amaçlı kullanılır. Sadece kullanılan bir silah, tüm bir kenti ya da bir ülkeyi canlı, cansız ne varsa tamamen yok edecek güçtedir.
İki temel nükleer silah türü vardır:
1) Hiroşima’ya atılan uranyum veya Nagasaki'ye plütonyum bombasındaki gibi uranyum ötesi ağır atom çekirdeklerini bölerek enerji elde eden FİSYON Bombalardır.
2) Hidrojen bombası ateşlenen bir fisyon bombası ile hidrojen çekirdekleri birleşmeye (füzyona) zorlanır, bu sayede çok yüksek bir enerji ortaya çıkan FÜZYON Bombalardır.