Trabzon’da bir açılış töreni.
Törende Cumhurbaşkanı dahil, AKP kurmaylarının hepsi orada.
Küçük bir çocuk sahneye çağrılıyor, Kılıçdaroğlu’na “Bay Kemal hain” diyor.
Çocuğun sözleri gülüşmelerle karşılanıyor.
Sayın Cumhurbaşkanının bu mizansenin hazırlandığından haberi olduğunu ve tasvip ettiğine inanmak zor.
Belli ki, oradaki parti kurmaylarının tezgâhladığı bir olay.
Her ne ise; çok kötü kurgulanmış bir olay.
Buna karşın, kendisine hain denilen ülkenin Ana Muhalefet Lideri ne yapıyor, bakalım:
Parti teşkilâtına bir ricada bulunuyor.
Diyor ki: “Lütfen, küçük çocuğumuzla ilgili haberi paylaşmayın, kötü söz söylemeyin. O daha çok küçük. Ayrıca, tüm örgütlerimizden istirhamımdır; duygularımıza yenilmeden, çocuk pedagojisi ne diyorsa ona uyun.”
Bu tezgâhı hazırlayanlar pedagojiden anlasalardı yaparlar mıydı?
Bu da ayrı bir bahis.
Siyasete çocukları alet ederek, onları karşı tarafa kötü söz söyleterek siyaset yapanlar acaba bir şey kazandılar mı?
Ayıplanmaktan, kınanmaktan başka hiçbir şey!
Peki bir çocuğun ağzından kendisine hain diye bağırtılan Kılıçdaroğlu için durum ne olabilir:
Kılıçdaroğlu, verdiği cevapla, teşkilâtına yaptığı uyarıyla “adamlık” konusunda parlak bir örnek daha vermiş ve kamuoyunda bu davranışı hiç şüphesiz, taktirle karşılanmıştır.
Bu tezgâh iktidarın işine hiç yaramamışken, muhalefete olan sempatileri arttırmıştır.
Cumhurbaşkanımızın bu olayı tezgâhlayan parti kurmaylarına hak ettikleri azarı en şiddetli şekilde verdiğini tahmin ederiz.
Bu olay hakkında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şu sözleri de dikkat çekicidir:
“Siyasette etik ve ahlâk ne yazık ki terk edildi. Devleti yönetenler, masum bir çocuğa söyletilmiş hain ifadesine gülüyor. Trabzon’un iyi kalpli tüm insanları bu kötü duygulardan uzak duracaktır. Bir Trabzonlu olarak memleketim Trabzon’da bu şovun yapılmasını kınıyorum.”
Bize göre de siyaset bu kadar çukura düşürülmemelidir.
Siyaset memlekete hizmet yarışı ise, bu yapılanı doğru bulmak mümkün değildir elbet.
Üzülerek izliyoruz.
Böyle olmaz ki
Böyle de yapılmaz ki!!!
Ve “yazıklar olsun” demekten kendimizi alamıyoruz.
Yazıklar olsun, yazıklar olsun