Ülkemizde özellikle de bu atmosferde bu siyasi hava da basın ne durumda ? Bilmeyen yok.Basın mensuplarının bir çoğu da tutuklu çeşitli nedenlerle haklı veya haksız işin o kısmı hukuk ve yargı konusu bu gerçeği de bilmeyen yok.Ben bu şartlarda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü temalı köşemi yazmaya çalışmaya çalışıyorum.
Kalemi kırıp küsmek yazmamak bana göre değil.Kalemi haklıların yanında değilde güçlü olanların safında yer alıp yalakalık yapmak da benim için ölümle eş değerdir. O halde yazmak gerek ne pahasına olursa olsun satırbaşlarıyla olsa da yazmak yazmamaktan daha iyidir düşüncesiyle yola çıkıp yazılmalı diye düşünenlerdenim.
Aslında bu gezegende kadın olmak ne de çok zormuş biz bunu deneme yanılma veya teori-pratikle canlı canlı yaşayarak tv kanallarında yazısal ve görsel basından çok net ve berrak bir şekilde görüyor şahit oluyoruz.
Çok iyi biliyorsunuz ve zaman zaman da canlı olarak görüyorsunuz da siyasiler saha da hedef kitleyi kadınlardan da seçerek oy avcılığına soyunarak kadın hakları ve kadına saygı konusunu cambazlara taş çıkartırcasına işlerler.İşlemekle yetinmeyip yerine getirmeleri mümkün olmayan vaadlerde de bulunarak anlatırlar kendilerinin bile inanmadıkları bu yalanlarını anlatıp dururlar.Gel zaman git zaman seçimler biter neler vaad ettiklerini hatırlamayıp tüm söylediklerini çekinmeden utanmadan pas geçerek geçer giderler.
Evet zordur çok zordur bu gezegende kadın olmak anne olmak öylesine zor ki tüm engelleri aşabilecek bilgi ve beceride saygınlıkta güçte olmalarına rağmen zordur.
Modern toplumlarda ileri demokrasiye geçmiş ülkeler de bile kadın haklarının tam yerli yerinde olduklarını sanmıyorum kendilerine göre sıkıntıları ve sosyal sorunları,psikolojik sorunları hatta ekonomik ve siyasi sorunlar yaşadıklarını da biliyor görüyoruz.En belirgin örneği çok yakın bir geçmişte Fransa da sokak hareketinin ve iktidarı protesto eden kitlenin yüzde 47’si kadınlardı,yani çalışan anneler di.
Bu örnekten yola çıkılarak kalkınmış bir ülke olan Fransa da bile kadın hakları yeterince verilmezken bir de kalkınmamış ve ekonomisi zayıf ülkelerdeki ülkelerde kadın haklarını bir karşılaştırın ve aradaki uçurumu görün görmek isterseniz eğer.
Kadın cinsel obje olarak kullanılıyorsa,kadın ticareti yapılıyorsa,kadınlara şiddet uygulanıyorsa,daha da ötesi kadın cinayetleri mega rakamlarla belgelenip deşifre olup tv kanallarında haber yapılıyorsa 8 Mart’lar ancak bir yalan bir serap bir rüya bir makyaj değilse ne olabilir ki ?
Bu gezegende kadınlar hak ettikleri statü de değildirler.Kadın hakları edebiyatı,felsefesi ve şovu olayı aklayamaz.Edebiyat ve laf ebeliğinden de öteye geçemez.Bu konuyu en çok siyasi iktidarlar ve kanun hazırlayanlar çiğniyorlar.Kadın hakları anayasalarda yargı ve hukukta teminat altına alınmadan bu zor ve önemli konu masaya yatırılarak bilimsel çözümlerle sonuca gidilmeden mutlu sona erişilemez.
Ülkemizde de kadına şiddet,kadına taciz ve kadın haklarının çiğnendiğini yazmadan geçmek kadına haksızlık olur.Fabrikalarda ve ilkel iş yerlerinde kadınlar anormal şartlarda çalıştırılıp hak ve hukukları yazıktır ki çiğneniyor.İktidarlara kadın millet vekilleri ve sindirilmiş kadın bakanlara rağmen.
Çok detay ve çok sorunlu olan bu zengin temanın üstüne üstüne gidilmeden sorunları çözmeden sadece işin felsefesine gidilerek oy avcılığı yaparak kesin ve pozitif sonuç elde edilemez.
Ancak kadına verilmesi gereken değer ve haklar da verilmeden kalkınma ve ilerleme de elde edilemez.Bu gerçeği de siyasi kimliklere makamlara o makamlarda bulunanlara hatırlatmak gerek.Bu muhteremler kim olurlarsa olsunlar makamları da ne olursa olsun fark etmez.Konu hakkıyla sebeb-sonuç olarak anlatılsa uykuları kaçar sorun sosyal ve hukuk , ekonomi ,eğitim ve büyük kayıplardır.Anlamak isteyenlere anlama kapasitesi olanlara…Onun için diyorum ki bu gezegen de zordur kadın olmak anne olmak.
Bitmemesi gerekirken bitiyorken 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kalben kutluyor; Dil,din,Irk ayırımı yapmaksızın kadınların mutlak mutluluğa ve haklarına erişmeleri için daima yanlarındayım saflarındayım.Yaşasın kadınlar yaşasın hakları ve sonsuza dek olmaları gereken statüde oluncaya dek onlarla birlikte olmak bir insanlık görevi olmalı görüşündeyim daima olamaya da devam edeceğim.