Buruk bayramlar ülkesiyiz biz!..

Ben, bayramları hep dolu dolu yaşadım...

Yoğun...

Anlamlı...

Sevdalı...

Aşık yaşadım...

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük liderince; kanla, canla örülü bu vatan toprağında; çocuklara, gençlere, cumhuriyete, zaferlere armağan edilmiş her bayramı gururla yaşadım...

Tüylerim diken diken, göğsümde onur dolu kalp atışlarıyla yaşadım...

Statların dolduğu, şehirlerin caddelerine takların kurulduğu, bando sesleriyle uygun adım yüründüğü bayramları öğrencilik hayatım boyunca içinde, sonrasında alkışlayarak yaşadım...

Ve hep aklıma; bayramları olmayan ülkeler gelirdi...

Özgürlükleri olmayan, vatanları uğruna savaşamamış; savaşsa bile anlı şanlı tarih yazamamış ve kendilerine yapay bayramlar yaratmış ülkeler ve o ülkelerde yaşayanlar gelirdi...

Kendimi özel ve ayrıcalıklı hissetmemi sağlayan her milli bayrama, ve bunları bizim göğsümüze şeref madalyası gibi iliştiren Atam’a duyduğum minnetle...

Sonra sonra, bayramlarda duyulan o vatan aşkının, yüreklerdeki gururun yerini başka şeyler aldı...

Her milli bayramda hastalanan liderler gördük ülkemizde... İstiklal marşımız okunurken bile kanla dokunmuş o şanlı bayrağımızı selamlamaya kalkmayan bürokratlar gördük...

Paranın her türlü ayıbı örttüğü; her duygunun önünde saf tuttuğu; insani değerlerin törpülenip, arsızlığın utanılacak değil de “ayrıcılık” sayıldığı günler de gördük...

Atam bugün kalkıp sorsa bana; neler neler derdim ona....

Fakirleştik derdim...

Bıraktığın cumhuriyeti hırpaladık derdim...

İleri medeniyetler seviyesine yükseltin dediğin yolda, biz bu ülkeyi geri geri kaydırdık derdim...

Çok azımız ziyafette, ama çoğumuz neredeyse açız derdim...

Aç ama onurlu, aç ama sana vefalı, aç ama “senin izindeyiz” derdim...

Diyecek şey o kadar çok ki, utana sıkıla artık sormasın isterdim...

* * *

Uzun bir zamandır buruk bayramlar ülkesine dönüşsek de, bugün yine bir 19 Mayıs... Koca yürekli bir askerin, damarlarında kan yerine ülkesine ve ülkesinin insanına güven ve inanç akan bir liderin, 3 gün önce çıktığı yolculukta, Samsun’a ayak bastığı gün...

Ve bir ulusun, kendi özgürlüğü, vatanı, namusu ve geleceği için kefenini giyip cenk meydanlarına yürüdüğü gün...

Biz Atam’a ve silah arkadaşlarına her ne kadar layık torunlar olamasak da, onların bize bıraktığı bu topraklarda geleceğe hala gururla, umutla, inançla ve evlatlarımıza bırakacağımız özgür günler yeminiyle onları anıyoruz...

Ben bu gururu, bu onuru, bu şerefi, bu inancı hala taşıyorum...

Siz de taşıyın. Siz de benim kadar geleceğe inanın...

Allah, bu vatanı kanlarıyla sulamış, bu toprağın her karışından fışkıran şühedayı rahmetiyle sarıyor çünkü...

Hiç kuşkunuz olmasın...