BÜYÜK KAYBIMIZ

 O’nu beş yıl önce bu gün kaybettik.

 Halkın “baba” diye bağrına bastığı bir siyaset adamından söz ediyoruz.

 Bu büyük adam, aynı zamanda Türkiye’yi baştan başa eserlerle donatan bir kalkınmacıdır.

 Bir köy çocuğunun göğüs kabartan hikâyesinin unutulmaz kahramanıdır.

 Halkımız O’nu “Çoban Sülü” olarak da tanıdı.

 Büyük Atatürk’ün armağanı olan Cumhuriyet, bir köy çocuğunun devletin en yüksek tepelerine kadar ulaşma imkânını sunuşunun yaşayan hikâyesidir.

 Çünkü O ölmedi, eserleriyle yaşıyor.

 Ülkenin hangi köşesine bakarsanız bakın, O’nu görürsünüz.

 Yeşeren topraklarda, yaprak veren, kök salan ağaçlarda;

 Su verilen hayatlarda;

 Ekmek verilen emeklerde;

 Nefes alınıp verilen özgürlüklerde hep O’nun imzası vardır.

 O’nun için büyüktür.

 O’nun siyasi mücadelesi, bu günün siyasetçilerine örnek olmalıdır.

 Darbelerle, muhtıralarla uzaklaştıran bir mücadele adamının 6 kere gidip, 7 kere nasıl gelebildiğini anlatan cesaret ve fazilet mücadelesinde O vardır.

 Büyük Atatürk şöyle demişti:

 “Büyük ölülere matem gerekmez. O’nun fikirlerine bağlılık lâzımdır.”

 Evet, O’nun fikir ve eylemleri ve unutulmaz eserleri ile Türkiye kaça katlandı dersiniz?

 Yüzde beş enflasyonla, yüzde 7 kalkınma nasıl başarılmıştır; çatlayan topraklara nasıl hayat verilmiştir, milyonlarca insana çalışma imkânı veren eserler hangi azim ve gayretlerle gerçekleşmiştir?

 Tek kelimeyle O’nun hayatı ve siyasi mücadelesi ancak “destan” ifadesiyle tanımlanabilir.

 Ve biz, o destandan feyz alan insanlar olarak O’nunla hep gurur duyduk, O’nun fikirleriyle beslendik.

 O’ndan çok şeyler öğrendik.

 O, insanlara sadece mutlu ve müreffeh bir hayat vermedi;

 Büyük Türk milletine tam anlamıyla bir sınırsız özgürlükler içinde yaşama şansını tattırdı.

 “Konuşan Türkiye”

 “Yollar yürümekle aşınmaz”

 Sözleri bu büyük adamın sözleridir.

 Evet, O’nun döneminde yollara çıkanların yolları kesilmedi,

 Konuşanlar ve yazanlar, hatta karikatürlerini çizenler hiçbir şekilde cezalandırılmadı.

 O’nun getirdiği suları kana kana içerek hayat bulduk.

O’nun getirdiği sularla güller diyarından güzel kokular aldık.

 O’nu hep büyük eserleriyle hatırlayacağız.

 “Mutlu ve müreffeh Türkiye” idealinin sahibi ve gerçekleştiricisi olarak…

 Mekânı cennet olsun inşallah.