Büyükçekmece'de 'Türkle" karşılaşmanın dayanılmaz şaşkınlığı!

Büyükçekmece Belediyesi tarafından bu yıl 24.sü düzenlenen İstanbul-Büyükçekmece Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nin resmi açılış etkinliğindeyiz.  Kültürpark ve Tarihi Mimar Sinan Köprüsü’nün üzeri cıvıl cıvıl, rengarenk.

Çevremdekileri merak edip nereden geldiklerini öğrenmeye çalışıyor, arada bir de fotoğraf çekiyorum.

-'Rebuplic Of South Afrika'-Güney Afrika Cumhuriyeti’

- 'İndonezya'-İndonezya

- 'Türkmenistan'- Türkmenistan

-'From Hungary'-Macaristan’danım 

- 'Meksico'-Meksika’

- 'South Kore'..-Güney Kore'

Bir tane yabancı sandığım da ingilizce sorduğum soruya Türkçe ‘Ben Türküm’ yanıtını verince şaşırdım. Taşıdığı bayrak Türk bayrağı değildi çünkü. Heralde tören bayrağı taşıyor olmalı.

Dünyanın beş kıtasından, tam 100 ülkeden geldiği ifade edilen 1500 üzerinde konuk. Dört bir yanım yabancı ülkelerden gelmiş insanlarla dolu.

*

Sonra gösteriler başlıyor. Göldeki o muhteşem görüntüler. Enfesti. 24 yıldır düzenlenen tüm festivalleri birincisinden itibaren takip eden biriyim. Samimiyetle ifade etmeliyim ki bu kadar geniş katılımlısını ve içerik olarak ta doğru seçimlerini görmedim. Zaten Başkan Akgün, ‘Festivali cumhuriyetin 100. Yılı etkinlikleri kapsamında düzenliyoruz’ diyerek özel bir ayrıntıya dikkat çekti. İyi olmuş.. ‘Ardıç’ın gizemi’, ‘Ritmin 100’ü enstrümanlar sergisi’ ‘kol düğmeleri’, ‘ödüllü fotoğraflar’, ‘Büyükçekmece Belediyesi sanat sokağı’ ve daha bir çoğu İyi seçimler.

*

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, festivali 20 yıldır takip ettiğini belirterek “Şimdi bu tür gelenekler topluma kolay hediye edilmez. Büyük bir emek ister. Büyük bir başlangıç kararlılığı ister. Bu bakımdan çok kıymetli Belediye Başkanı’mız Sayın Hasan Akgün burada değerli arkadaşlarıyla özenli bir çalışmayı, özenli bir başlangıcı ortaya koydular. Şimdi dolayısıyla bu kararlılık, bu üstün çaba bize 24 yıllık bir festivali hediye etti” yorumunu yaptı.

*

Özetle festival iyi başladı iyi de gidiyor. Biz mülkün sahiplerinin avukatı olarak bakalım biraz da duruma. Yani görebildiğimiz eksikliklere.

-Gece geç saatlere kadar devam eden festival için belediyemiz; Türkoba, Celaliye, Kamiloba, Çakmaklı, Ahmediye, Karaağaç gibi uzak semtlere vatandaşların rahat gelip gidebilmesi için servisler koyması gerekirdi. Bununla ilgili sağlıklı bilgiler edinemedik. Ancak belediye bazı etkinlikleri bu beldelere kaydırarak oradaki insanların da izlemesi olanağını sağlamış.

-Ben resmi açılışta muhalefet meclis üyelerini göremedim. Silivri’de de CHP’li meclis üyeleri Yoğurt Festivali'nin resmi açılışına katılmamıştı. Soru Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’a sorulunca, ‘Bu festival benim festivalim değilim. Silivri’nin festivali. Belediye olarak biz de düzenleyicisiyiz. Neden katılmaz muhalefet meclis üyeleri?” yorumunu yapmıştı. Akgün’e sorsak aynı soruyu ne yanıt verirdi ki? Öğrendiğimize göre, resmi açılışa katılmayan muhalefet meclis üyelerinden ikisi bir başka etkinliğe katılmış. Böylesi etkinliklerde “Yanlışları-eksiklikleri görebilmek, eleştirmek, öneriler yapabilmek için en azından temsilci bulundurmak gerekir” diye düşünüyorum.

*

-Halka açık etkinliklerde mülkün sahibi o ilçenin halkıdır. Asla görevliler ya da belediye değildir. Festival de Büyükçekmece halkının festivalidir. Bu açıdan baktığmızda Büyükçekmece Belediyesi’nin başkan yardımcıları, danışmanları, amirleri iyi sınav veriyorlar. Hepsi genel olarak vatandaşın sorununu çözmek için uğraşıyor. Alanda sıfatlarından arınmış bir şekilde halka hizmet etmeye çalıştıklarını görüyorsunuz. Ama içlerinde bu işi eksik yapan yok mu? Var. Yaşadık çünkü. Anlatalım artık.

*

- Kültürpark’ta etkinlikleri izlerken, göl üzerinde sanat cafe’ye giden köprüden ilerlemek istedik. Başka Akgün Uğur dündan ile birlikte geçti. Sonra başkaları.. Foto Sezai de geçti, Çatalca’dan gelen gazeteci Zafer Kara da. Bize gelince sıra köprü başındaki görevli;

-“Geçemezsiniz’ dedi ve bizi durdurdu. Halil Erem Yerli’de yanımda.

Şaşırdık tabi.  Nasıl yani? Biz bir kilometre öteden mi takip edeceğiz. Üstelik Çatalca'dan gelen Gazeteci Zafer Kara ve Foto Sezai de geçmişti fotoğraf makinalarıyla. Bunlara işaret ederek talebimizde ısrarcı olmaya başladık. Yok girişteki görevli ‘Nuh diyor peygamber demiyor” Doğal olarak insan şaşırıyor ve sinirleniyor.

Bu kez, ‘Sesinizi yükseltemezsiniz, çıkın gidin buradan’ diye yanıt veriyor.  Tam vazgeçip uzaklaşmaya başlarken,  Kültür Müdürü Nazan Karagözoğlu geçiyor oradan. Duruma hemen müdahele edip görevliyle konuşup bizi içeri alıyor. Görevli belki ‘Kendine ne dendiyse onu harfiyen yapan biri ‘ olarak başarılı diyelim ama;  denilenin çerçevesinin ne olacağını, neleri kapsayıp kapsamayacağını da çok iyi biliyor mu? Ve hatırlatalım mülkün sahibi gibi kimseye davranamazsınız.  Çünkü o mülkün sahibi siz değil Büyükçekmece halkıdır. Karşınızdaki kişi sizi anlamasa, size sinirlense bile ‘Çıkın gidin buradan’ diyemezsiniz.