"Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı; demokrasi, insan hakları ve toplumsal cinsiyet alanında çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarıyla bugün Tüzük Kurultayı Çalıştayı düzenledi.
Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan çalıştay, “temsiliyet, yolsuzlukla mücadele, hesap verilebilirlik ve etik, demokratik karar alma yöntemleri, örgütlenme modeli, aday belirleme yöntemleri” şeklinde beş masadan
Her masada bir moderatör eşliğinde tartışmalar yürütülüyor. Buradan çıkacak sonuçlar, 4 Eylül’de Sivas’ta başlayıp Ankara’da devam edecek Tüzük Kurultayı’na rapor olarak sunulacak.
Çalıştayın açılış konuşmalarını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tüzük Kurultayı Çalıştayı’nda, “Cumhuriyet Halk Partisi değişecek ve Türkiye de değişecek. Bu sürecin, bu yolculuğun başka bir sonucu olmaz” dedi.
İmamoğlu, çalıştayın önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıl partimizin 100’üncü yılını kutladığımız etkinlikte ‘Cumhuriyet Halk Partisi değişirse Türkiye değişir’ demiştim. Bu anlamda çok net ifade edeyim. Cumhuriyet Halk Partisi değişecek ve Türkiye de değişecek. Bu sürecin, bu yolculuğun başka bir sonucu olmaz. Tabii geçtiğimiz süreç içerisinde tüm dünyada bir kriz döneminin yaşandığını ve bunun da bir çoklu kriz diye tariflendiğini, politik alanın çoklu krizlerin var olduğunu ve bu çoklu kriz sürecinin de etkilerinin ülkemizde daha da yoğun yaşandığını biliyoruz.
Yurttaşlarımın uzunca süre yaşadığımız ağır ekonomi, demokrasi ve adalet krizlerine rağmen muhalefeti seçenek olarak görmemesi ve 2023 seçimlerinde de aynı sonuca sürecin evrilmesi, bizi artık farklı düşünmeye ve başka bir düşünce üretmeye sevk etmelidir. Aynı şeyleri yaparak aynı sonuçları alamayacağımızı bir gün sonra
“KALICI POLİTİKALAR SUNMAMIZ ŞART”
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında toplumun beklentilerini karşılamayan kurum ve kuruluşların toplumdan herhangi bir destek göremeyeceğinin altını çizen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Günü kurtaran değil, kalıcı politikalar ve yeni bir vizyon sunmamızın şart olduğunu hepimizin bilmesi gerekir. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi’ne çok üstün görevler düşmektedir. En önemlisi, partinin kendi içinden başlayarak daha demokratik, daha katılımcı, daha kapsayıcı bir partiye dönüşmesi şarttır. Farklı toplumsal kesimlerin taleplerinin kapsanabildiği, toplumun tüm kesimlerinin kendini içinde ve anlamlı hissedebileceği bir siyaset kurumu hâline gelmemiz şarttır.
Uzun süredir içinden geçtiğimiz otoriterleşme düzeninin önemli nedenlerinden birisi olan sivil toplumla siyasetin bağlarının kopması hatta sivil toplumun ülkemizde neredeyse baskıcı bir zeminle gerçek anlamda sivil toplumun varlığını ifade edememesi sürecidir. Bir ülkenin demokrasisinin çatısını yönetim sistemlerinden önce siyasetin sivil toplumla ilişkisi belirler. Aynı şekilde iktidar olduğunda da kendini sivil toplumun katılımına ve denetimine açtığı ölçüde demokratik bir toplum olmamız süreci başlamış anlamına gelir.”
“DEMOKRATİKLEŞME İÇİN AKTİF VATANDAŞLIĞIN HAYATA GEÇMESİ ŞART”
“Eylül ayında başlatacağımız tüzük kurultayının değişim hareketinin daha kapsayıcı ve demokratik bir düzlemde kalıcılaşması için önemli bir adım olacaktır” diyen İmamoğlu, “Bunu da parti kurullarımız kadar Türkiye’de temel haklardan demokratik haklara, birçok alanda büyük katkılar sunan sivil toplum kurumlarının görüşlerini dikkate alarak onların ilham ve önerileriyle yapmak istediğimizi buradan beyan etmek isterim. Gerçek anlamda bir demokratikleşme için öncelikle aktif vatandaşlığın hayata geçmesi şarttır. Bugün sivil toplum alanında, siyaset alanında fikir ve düşünce özgürlüğü gibi temel alanlar başta olmak üzere birçok konuda sıkıntılar yaşandığını, çalışmaların engelleyici baskıcı düzenin, insanları sivil toplum kuruluşlarından uzaklaştırdığını hatta bu baskıcı ortamın vatandaşlarımızı siyaset yapmaktan bir siyasi kurumun bireyi üyesi olmaktan uzaklaştırdığını net olarak ifade etmem gerekir” ifadelerini kullandı.
“BASKICI ANLAYIŞIN DEĞİŞMESİNİ ÇOK İSTİYORUZ”
Başından beri milletine güvenen, milletinin yeteneklerine inanan, milletinin ortaya koyacağı bu toprakların verdiği genetik kabiliyetlerle ortaya koyacağı yeniliklerin sadece Türkiye’ye değil; başta yakın coğrafyasına ve bütün dünyaya çok iyi geleceğine inanan birisi olduğunu dile getiren İmamoğlu, “Bu mevcut baskıcı anlayış ve uygulamaların değişmesini çok istiyoruz. Bütün çeşitliliği ve özgünlüğüyle her alanda temsil edilmesinin siyaset alanının daha kapsayıcı katılımcı ve demokratik olabilmesinin önemli bir şartı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“BEN İTİBARSIZ BİR SİYASETÇİ OLMAK İSTEMİYORUM”
“Siyasetin köşeye sıkıştığını, siyasi partilerde dahi etkin siyasetin içinde olan insanların aza indiğini,
“İstanbul dahi bu konuda en zengin nüfusa en katılımcı nüfusa sahip olmasına rağmen önemli bir zamandan beri ne yazık ki siyasete katılımın azaldığını, yaş ortalamasının yükseldiğini, gençlerin bu anlamda en az ilgiyi gösterdiği alan olduğunu hatta siyaset yapan insanların büyük bir itibar kaybına uğradığının bilinmesi şart. Bu tespiti hepimiz yapıyoruz aslında. Bu bağlamda ben çok net ifade ediyorum.
Sadece siyaset kurumunun kamu kurumlarının dahi en güçlü şekilde vatandaşla diyaloğa açık olması gerektiğini, bir kamu görevi yaptığını siyasetin de kamu görevi için bir aracı kurum olduğunu yani bir araç ,olduğunu asla amaç olmadığını her ortamda dile getiriyorum. Kuruluşların yeniden var olmasına katkı sunduğumu bütün hemşehrilerimin ve özellikle buradaki katılımcıların bilmesini isterim. Bu bağlamda ben itibarsız bir siyasetçi olmak istemiyorum. Siyasete giren insanların o alanın itibarsız bir alana dönüşmesinden etkilenerek oraya girme konusunda cesaretsizlik yaşamalarını istemiyorum. Sizin gibi büyük fedakarlıkla siyasetin içinde olan siyasete katkı sunmak isteyen insanlarımızın da itibarsızlaşmasını asla kabul edemem.”
“CHP SORUMLULUKTAN KAÇAMAZ”
Ekrem İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Cumhuriyet Halk Partisi ne kadar kapsayıcı, katılımcı, demokratik bir yapıya sahip olursa Türkiye’de o kadar özgürlük ve adalet içerisinde olur. Bu bağlamda bugün yapılan bütün kötü işlerin, bütün sıkıntılı hallerin ya da bütün haksızlıkların, hukuksuzlukların sorumluları vardır ama Cumhuriyet Halk Partisi de bu yaşanan olaylara dönük sorumluluktan kaçamaz. Bu sürecin var olmasında muhalefetin etkin bir biçimde başarıyı ortaya koymamasının da sorumluluk paydaşı olduğunu buradan bütün partililerime duyurmak isterim.
Yaşadığımız başta ekonomik kriz olmak üzere çoklu krizlerden bizi çıkaracak bir yol ve yöntemi tüzük kurultayında bir başlangıç adımı olduğunu ifade etmek isterim. Çok ağır bir misyon yüklenilmesi, yükletilmesi doğru olmaz. Bu yapılan hazırlıkların kısa bir zaman diliminde çeyrek yüzyılın değişim hikâyesini bir haftalık çalışmaların olacağı Tüzük Kurultayı’nda olacağını beklemek de doğru olmaz. Tüzükle ilgili atılacak güçlü adımlar, yarınlarda atılması muhtemel farklı adımların daha iyiyi daha iyiyi bulma adımlarının da tetikleyicisi olacaktır.”
CHP İSTANBUL İL BAŞKANI ÇELİK: GELECEĞİ BİRLİKTE ŞEKİLLENDİRMEK İSTİYORUZ
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ise Tüzük Kurultayı Çalıştayı’nda; “CHP iktidarında Türkiye’nin nasıl yönetileceğine yönelik bütün politikaları birlikte şekillendirmek, birlikte yönetmek, bunun için de İstanbul’daki tüm paydaşlarımızla ve İstanbul’un tüm kurum kuruluşlarıyla, halkın katılımıyla samimi, sürdürülebilir ilişkileri geliştirmek ve geleceği birlikte şekillendirmek istiyoruz. Bu yönüyle bu toplantıyı önemli bir başlangıç adımı olarak görüyorum” dedi.
“Cumhuriyet Halk Partisi olarak 2023 seçimleri sonrası parti içi değişimi gerçekleştiren 31 Mart seçimlerinde
“Bu dönemin yöneticileri olarak değişimi derinleştirmek, gelecek kuşaklara demokratik, özgür, eşit emekten yana bir ülke bırakmak gibi tarihi bir sorumluluğumuz var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak demokratik ve hakça bir düzenin tesis edildiği bir Türkiye için üç büyük görevimiz olduğunun bilincindeyiz. Parti içi süreçlerle ilgili bu üç büyük görevimizin birincisi demokratik bir parti tüzüğünün, demokratik bir yönetim tarzının ön koşulu olduğu bilinciyle parti içi demokrasinin güçleneceği bir tüzük değişimini gerçekleştirmek. İkinci görevimiz, çağın koşullarına uygun toplumun ihtiyaçlarını önceleyen bir parti programını oluşturmak. Üçüncü büyük görevimiz, sosyal demokrat belediyelerimiz için temel ilkeler programı oluşturmak.”
“İSTANBUL’UN ÖNERİLERİNİ ANKARA’YA TAŞIYACAĞIZ”
“Genel Merkezimizin Ankara’da oluşturduğu tüzük komisyonuna İstanbul’un sesini, önerilerini taşımış olacağız” diyen Çelik, “Tüzük komisyonu kendi içerisinde Türkiye’nin 81 ilinden gelen görüş ve önerileri değerlendirecek ve kurultayımıza önerilerle gitmiş olacağız. Bu şekilde Tüzük Kurultayımızı, bugünkü çalıştayımızı bu sürecin tüm aylar önce başlattığımız ve de bugün devam ettirdiğimiz sürecin en önemli adımlarından bir tanesi olarak görüyoruz.
Çünkü biliyoruz ki siyasi parti tüzükleri, parti hukuku düzenleyen metinlerdir. Parti içi hukuku düzenleyen bir metin olsa bile bir siyasi partinin tüzüğü sadece parti içini ilgilendiren bir mesele değildir. Bu yönüyle burada Cumhuriyet Halk Partisi dışında çok sayıda kurum ve kuruluşu temsil eden katılımcılar var. Bu yönüyle Cumhuriyet Halk Partisi açısından çok önemli bir toplantı olduğunu ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.
“ÇOK DAHA ETKİN ÇALIŞTAYLAR YAPMAYI PLANLIYORUZ”
Kurultay sonrası oluşturulacak parti programını çok daha geniş bir zamana yaymak istediklerini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
“Burada sivil toplum kuruluşlarıyla, fikir kuruluşlarıyla, sendikalarla, meslek örgütleriyle ve akademiyle olan ilişkimizi daha samimi, daha sürdürülebilir bir hale getirmek istiyoruz. Bu toplantılarla sınırlı kalmadan önümüzdeki özellikle parti programını, yani Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’yi nasıl yöneteceğinin şekillendirileceği parti programında çok daha geniş zamanlarda, çok daha etkin çalıştaylar yapmayı planlıyoruz. Bir örnek verecek olursak bugün burada sendikaların sadece çatı örgütlerinin temsilcileri var ama parti programını oluştururken o sendikaların çatı örgütlerinin yanı sıra her iş kolunda, her alanda katılımcılarıyla çalıştaylar yaparak parti programımızı şekillendirmek istiyoruz. Meslek örgütlerinin bugün burada sadece çatı kuruluşlarının temsilcileri var ama çok çeşitli iş kollarıyla, o çatı örgütleri altındaki diğer meslek örgütlerinin tüm katılımcılarıyla çok çeşitli çalıştaylar yaparak parti programını şekillendirmek istiyoruz.
“BU TOPLANTI ÖNEMLİ BİR BAŞLANGIÇ”
Yine burada çok sınırlı sayıda üniversiteden akademisyenler var. İstanbul’un çok çeşitli üniversitelerinden akademisyenlerle parti programını şekillendireceğimiz bir süreci inşa etmeyi hedefliyoruz. İlişkilerimizi yerel yönetimlerle ilgili oluşturacağımız temel ilkelerimizi ve felsefemizi buradaki katılımcıların ve burada olmayan katılımcıların görüşleriyle ve önerileriyle şekillendirmek istiyoruz. Aslında özetle yapmak istediğimiz şey sadece bu süreci, bu üç önemli adımı birlikte şekillendirmek değil; Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Türkiye’nin nasıl yönetileceğine yönelik bütün politikaları birlikte şekillendirmek, birlikte yönetmek, bunun için de İstanbul’daki tüm paydaşlarımızla ve İstanbul’un tüm kurum kuruluşlarıyla, halkın katılımıyla samimi, sürdürülebilir ilişkileri geliştirmek ve geleceği birlikte şekillendirmek istiyoruz. Bu yönüyle bu toplantıyı önemli bir başlangıç adımı olarak görüyorum.”
“İSTANBUL’UN SESİ SİTEMİZİ 10 BİNİN ÜZERİNDE İNSAN ZİYARET ETTİ”
Özgür Çelik, kürsü konuşmasının ardından gazetecilerin kurultaya ve çalıştaya ilişkin sorularını da yanıtladı.
Her kesimden görüşlerin ve önerilerin alınması için açılan “İstanbul’un Sesi” internet sitesiyle ilgili soruya Çelik, şu yanıtı verdi:
“İstanbul’un 39 ilçesinde tüzük çalıştaylarımızı ve danışma kurulu toplantılarımızı gerçekleştirdik. 39 ilçede birer tüzük komisyonu oluşturduk. Onlar 39 ilçede çalışmaları yürüttüler. Sonrasında ‘İstanbul’un Sesi’ isimli bir dijital platform açtık. O dijital platformdan hem üyelerimizin hem İstanbul halkının katılımını ve önerilerini tüzüğe yönelik toparlamış olduk. Birinci gününde bin 500, bugün itibarıyla 3 binin üzerinde katılım oldu. 10 binin üzerinde insan internet sitemizi ziyaret etti. Şu anda 3 binin üzerinde görüş ve öneriler var. Bugün de bu çalıştayı sivil toplum kuruluşlarıyla, düşünce kuruluşlarıyla, sendikalarla, meslek örgütleriyle, akademisyenlerle, kadın ve gençlik örgütleriyle ve insan hakları mücadelesi konusunda çalışmalar yapan çok çeşitli kurumlarla beraber gerçekleştiriyoruz.
Bu çalıştayın şöyle bir önemi var. Biz önümüzdeki süreçte tüzük kurultayını tamamladıktan sonra bir parti programı çalıştayı başlatacağız ve yerel yönetimlerde temel ilkeler konulu bir çalışma başlatacağız. Sivil toplum kuruluşlarıyla hem o parti programını birlikte şekillendireceğiz hem yerel yönetimlerde temel ilkeleri birlikte şekillendireceğiz. Sivil toplum kuruluşlarıyla, sivil toplumla ve toplumun her kesimiyle sürekli ve sürdürülebilir bağlar oluşturmak istiyoruz. Bunu sadece bu tüzük çalıştayını ya da yerel yönetimler çalıştayını şekillendirmek için değil, aslında CHP iktidarında hem sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek odalarıyla, kadın, gençlik örgütleriyle, hayatın her alanında çalışma yapan kurum ve kuruluşlarla, düşünce kulüpleriyle ve üniversitelerle Türkiye’yi birlikte yönetmek istiyoruz. Bir katılımcı yönetim anlayışını birlikte ortaya çıkartmak istiyoruz.”
“RAPORA DÖNÜŞTÜRÜP 26’ AĞUSTOS’TA ANKARA’YA GÖTÜRECEĞIZ”
Çelik, çalıştayın sonucuna ilişkin de şu bilgileri verdi:
“İstanbul’da 60 sivil toplum kuruluşu ama sivil toplum kuruluşlarının çatı örgütleri... Örneğin sendikaların çatı örgütlerini davet ettik. Sadece çatı örgütleri var. İstanbul'un 39 ilçesinden gelen tüzük komisyonumuz burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüzüğüne yönelik maddeleri teker teker değerlendiriyorlar. Hem sivil toplum kuruluşları hem akademisyenler önerilerini sunuyor. Daha demokratik bir tüzük için geçmişten bugüne kadar onların yaptığı çalışmalar var çok çeşitli alanlarda.
O tecrübelerini ve deneyimlerini aktarıyorlar. Daha demokratik bir tüzüğün ortaya çıkması için sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerini bizim 39 ilçeden gelen tüzük komisyonundan değerlendirmelerle örtüştürüyoruz. Buradan bir rapor, bir sonuç çıkartacağız. Çok profesyonel bir çalıştay şu anda burada gerçekleşiyor. Biz bu konuda Reform Enstitüsü’nden de destek aldık.
Raporunu da birlikte yazmış olacağız. Bu çalıştayın sonucunda sadece bu çalıştayla sınırlı kalmayacak tüzüğe yönelik çalışmalarımız. Bu çalıştayın sonuçlarını 24 Ağustos’ta İstanbul’un seçili tüm kadrolarıyla ve delegelerimizle büyük bir toplantı yapıp hem bu ana kadar ortaya çıkan sonuçları hem de seçili kurullarımızın, delegelerimizin önerilerini toparlayacağız. Ayın 26’sında tüm bu çalışmaları bir rapora dönüştürüp Ankara’ya götüreceğiz ve tüzük komisyonuna İstanbul’un sesini yansıtmış olacağız.”