Haber bültenlerini kaçırmayan anacığımın akşam raporu:
“Ölenler gene çoğalmış. Allah bu koronayi yoh ede.”
Amin dedim.
Sonra, memleketim Erzurum’dan haberler aldım:
Sevdiğim iki dostum da corona’ya yakalanmış,
Ama, çok şükür durumları iyi.
65 yaşındaki hemşerim, Erzurum’daki hemşerisini aramış.
“Ola bu korona bizi dolandırir. Bizler korona üçün antilop değerindeyiz demek ki…”
Erzurum’un espritüel avukatı, koronaya yakalanan dostuna sormuş:
“Sen, kolay kolay kimse ile temas etmezsin. Bu illeti nerede kaptın?”
“Bilmiyorum, oldu işte.”
“Demek ki bu koronanın salahanasi sene raslamış.”
Hemşerim, telefonla ağabeyisine rapor veriyor:
“Ağabey, burada herkes koronadan ğırılir.”
“Ola, sağlam durun, kimse ile görüşmeyin, Misafir bile almayın.”
“Almirih ağabeyi.”
Sebehe hanım, arhadaşlarıile ğomşuları Melehe’ye ziyarete getmişler, arkadaşlarının maskesini nöbetleşe takıp takıştırmışlar.
“Korona bunlara vız gelir.”
Erzurumlu teyze koronaya beddua ediyor:
“Korona, gözün kor ola!”
Sofu amca, tedbirsiz dolaşan yakınına “abdesliyem, bene bişe olmaz” demiş.
Cevap ilginç: “Bu, korona abdesti mi eceba? Bene de öğret.”
Bahçeli’nin Türk Tabipleri Birliğine yönelik sözlerini Erzurum’da eleştirmeyen kalmamış gibi.
Bu, MHP’nin Erzurum’da bittiğinin işareti sanki.
Diyorlar ki: “Bu herifin başğa derdi yoh mi? Oni teneşire uzanmahtan toktorlar ğurtarmadi mi?”
Erzurum’da corona muhabbetleri böyle.
Komşu il Bayburt’ta başka muhabbet:
“Ğorona bizim eve giremez. Babam elinde silah, nöbet dutir.”