“Ununu eleyip eleğini asmış insanlar” darbe yapacaklar ha?!
Topları yok, tüfekleri yok, tankları yok.
Peki, hangi güçle?
Bu bildiriden darbe çıkmaz da, çıkarmak isteyenler için pekâlâ bir “mağduriyet” çıkarılabilir.
İşte bu yapılıyor şimdi.
Hepsi emekli amiral.
Yani denizci.
Bu güne kadar çok varta atlattık ama, denizciden darbe yapanına pek rastlamadık.
Bu iddia, yani darbe iddiası ciddiye alınmışsa buna güleriz.
Konu Montre olur da, birkaç emekli denizcinin bu konuda görüşlerini açıklaması niçin darbe çağrıştırıyor, anlayamadık.
Bu arada Meral hanımı da anlayamadık.
“Zevzeklik” diyor.
Ağır bir niteleme ama, belli ki kendi partisi de buna katılmıyor.
Danışmanı Aytun Çıray, “Tabip teğmen olarak altına imzamı atarım” dediğine göre…
Evet, saati yanlıştı.
Çünkü Türkiye’nin siyasetçilerinin gece yarısından sonra yapılacak eylemlerden korkuya kapılmaları geçmiş tecrübelere bakılarak normal sayılmalıdır.
Demokratik bir ülkede, birkaç emeklinin bir araya gelip görüş açıklamaları normalse, “demokrasiyi getirme” iddiasında olanların bunu “zevzeklik” olarak ifade etmelerini nereye koyacağız?
Emekli amirallerin akılları gece yarısı mı başlarına gelmiş?
“İktidara, üzerinde tepinme fırsatı sunulmuşmuş!”
Siyasetçi dediğin, sinekten yağ çıkarmalı.
Belli ki bazılarının böyle maharetleri var.
Bu ülkede o kadar çok darbe ve darbe teşebbüsü oldu ki, her birimiz darbe mütehassısı kesildik.
Bütün tecrübemizle herkese rahat olun diyoruz.
Böyle bir bildiriden darbe çıkmaz.
Un elenmiş, elek asılmışsa hiç çıkmaz.
Bu arada Kılıçdaroğlu’nun meseleye itidalle yaklaşması takdire şayan.
Bahçeli’ye ne demeli?
Yine esip gürlemiş.
“Rütbeleri sökülsün, emekli maaşları kesilsin.”
Olmadı, idam edin hepsini!
Peki, Meral hanımı bu kanıya kim düşürdü?
Son aylarda ibresi yukarı doğru çıkan bu sevilen politikacı son çıkışıyla biraz garipsendi, o kadar.