Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu Fatih Altaylı’nın programında da dinledim.

 Daha önce başka programlarda da dinlemiştim.
 Sorulan sorulara içtenlikle cevap vermesi iyiydi.
 Anlatımlarını büyük ölçüde inandırıcı buldum.
 AKP’den ayrılması ile ilgili gerekçelerini sıralarken:
 “Başbakanken arkasından işler çevrildiğini buruklukla anlattı.”
 “Ben davama ihanet etmedim. Onlar Davadan koptular” diyerek AKP’nin bu günkü politikalarına vurgu yaptı.
 Hiçbir ittifaka eklenmeyeceğini açıkladı.
 Bu arada Cumhur ittifakıyla olamayacağını da ifade etti.
 Eski Başbakan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun bir devlet tecrübesine sahip olduğunu, sözlerinin böyle bir sorumluluk içinde değer taşıdığını anlamakta zorluk çekmedik.
 Tüm önyargılarımızı bir kenara atarak dinledik kendisini.
 Sonuçta geldiğimiz nokta şu oldu: Davutoğlu, iyi muhalefet yapıyor ve doğruları söylüyor.
 Bizim gibi belli yaşlara gelen insanlara önyargılı olmak yakışmaz zaten.
 Bütün siyasi oluşumlara olduğu gibi Davutoğlu’nun partisine de aynı mesafeden bakıyoruz.
 Davutoğlu, bu konuşmalarında güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana olduğunu samimiyetle vurguladı.
 Çoklu baro anlayışına karşı olduğunu da açıklıkla ifade etti.
 Devletin iyi yönetilmediğini tekrarladı.
 Politikayı halk için yapacağını kaydetti.
 Yakın tarihteki siyasi gelişmelerden de söz etti.
 Halkla bütünleşmeyen partilerin siyasette kalıcı olamayacaklarını belirtti.
 Demokrat Parti ile onun devamı olan Adalet Partisi’nin halkla bütünleştikleri için başarılı olduklarını söyledi.
 Bir soru üzerine, Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisini yolsuzluk iddialarının götürdüğünü iddia etti.
 Ali Babacan’la dost olduklarını, kendisini hiçbir şekilde eleştirmeyeceğini söylerken, siyasi rekabetten yana olduğunu bildirdi.
 Netice-i kelam: Davutoğlu’nun anlatımlarına inandım.
 Partisine oy verir miyim, hayır.
 Çünkü köken itibariyle ayrı kanallardan geliyoruz ve ayrı siyasi görüşlere sahibiz.
 Davutoğlu’na da, Babacan’a da başarılar diliyoruz.