İnsanlar, inandıkları fikir ve düşünceleri kolay kolay terk etmiyorlar.
Akıldan geçirilmeyen eleştiriler bile kırgınlıklara yol açabiliyor.
İktidarın da, muhalefetin de ölçülü bir dil kullanması iyi olur.
Bazı muhalif kanallarda ölçüyü aşan eleştirilerin kırgınlıklara ve inatlaşmalara yal açtığı yolunda haberler alıyoruz.
Meselâ Muhalif kanallardan Tele1’de Merdan Yanardağ’ın Deniz Gezmiş’i ülkücülerin öldürdüğüne yönelik iddiası ülkücü camiada tepki ile karşılanmış.
“Deniz Gezmiş’i biz öldürdüysek, bu kadar ülkcüyü kim öldürdü?” sorusunu soranların sayısı bir hayli fazla imiş.
Deniz Gezmiş’i de sevenler çoktur.
O’nun hayatına Meclis kararıyla son verildiğini biliyoruz.
Ülkücülerin Deniz Gezmiş’in katili olduğuna kim inanır?
Sağ-sol duvarının halâ yıkılmamış olduğu görülüyor.
Halk TV ve Tele1’de Deniz Gezmiş’e yapılan övgülerin sağ kanatta tepkilere yol açtığı görülüyor.
Öte yandan, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Türkkan’ın yine muhalif bir kanalda rahmetli Erbakan’ı eleştiren sözleri de Milli Görüş kanadında kırgınlıklar yaratmış.
Oysa, toplumun, özellikle de muhalefetin demokrasi konusunda kenetlenmeye, halkı ikna edecek programlar sunmalarına ihtiyaç var.
Kanatların birbirini kırıp geçirdiği küskünlüklere yol açmanın ne iktidara, ne muhalefete faydası var.
İktidarın dili de beğenilmiyor.
İktidarın “eski Türkiye”ye dair inkârcı söylemleri ve ekonomi konusunda doğru olmayan açıklamalar yapmaları kabul görmüyor. Bu nedenle iktidarın oylarında düşüşler görülüyor.
Peki, iktidarın oyu düşerken muhalefetin oyunda belirgin artışlar var mı?
Halâ yok.
Toplum, muhalefet partilerinden demokrasi, hukuk ve ekonomik çıkmazlar konusunda ferahlatıcı ve inandırıcı söylem birliği bekliyor. Muhalefet ise, henüz dağınık. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
Evet, toplum parlamenter demokrasiye dönüş özlemi içinde. Ancak bu dönüşün kimler eliyle ve nasıl gerçekleşeceğine dair ortak bir kanaat oluşturulmamış gibi.
Bağımsız yargı meselesi halâ tartışılıyor.
Adalete güven diplerde dolaşıyorsa, bunu muhalefetin el ve fikir birliği içerisinde halkla paylaşması gerekiyor.
İktidarın da bu konuda adımlar atması beklentisi var.
Velhasıl, ne İsa’ya, ne Musa’ya yaramayan iktidar ve muhalefet söylemleri bir işe yaramıyor.
Dikkatli dil herkese lâzım.