İYİ Parti’li Prof.Dr. Bahadır Erdem, Milletvekili olmak için Öğretim Üyesi olduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki görevinden istifa etti. Erdem istifa sonrası duygu dolu bir paylaşım yaptı. İşte o paylaşım.
İlk derste eşiyle göz göze
Bu fotoğrafların altına ne yazacağımı bilemiyorum. İki, üç kere söze başladım ve sildim. Zira ne yazsam duygularımı ifade etmeye yetmiyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin kapısından ilk girdiğimde 17 yaşındaydım. Kayıt olmaya rahmetli annemle gittim. Reşit bile değildim. 24.10.1983’te Fakültedeki ilk
derste yanıma oturan güzeller güzeli kızın gözlerine baktım, birbirimize gülümsedik. Hayat arkadaşımı buldum.
87’de asistan olarak başladı
1987 yılında mezun olduk ve 21 yaşında eski adıyla Devletler Özel Hukuku Kürsüsüne asistan girdim. 36 yıldan beri İstanbul Hukuk Fakültesi’nin hocası olmanın haklı gururunu taşıyorum. İstanbul Hukukun hocası olmaktan duyduğum mutluluğu, 600 kişilik amfilerinde ders anlatırken aldığım keyfi öğrencilerim bilir. Fakültem ve mesleğim her zaman ve her yerde, hayatımın her döneminde, en zor günlerimde bana en büyük dayanak oldu. Fakültemin hocası olmaktan aldığım gücün kıymetini her zaman bildim. İstanbul Hukuk’un hocası olduğum için Allaha hep şükrettim ve ömrüm boyunca şükredeceğim.
40 yıldır onurla girilen kapı
Bugün ise 40 yıldan beri onurla girdiğim o kapıdan bu defa milletvekili adaylığı süreci için gerekli olan istifa dilekçesini vermek için girdim. İstanbul Hukuk’un hocası olmaktan aldığım güç ve güvenle savunduğum hukukun, demokrasinin, cumhuriyetimizin kurucu değerlerinin, insan haklarının, barışın ve eşitliğin savunuculuğunu TBMM’de 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı adına, onların vekili olarak yapmak için Fakültemden istifa etmem gerekiyor. Mensubu ve başkanı olmaktan gurur duyduğum Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalının müdür odasındaki tarihi müdür masasında Mustafa Kemal Ataürk’ün tarihi fotoğraflarının altında attım imzayı.
Fotoğraflarda gördüğünüz bu muhteşem güzellikteki hoca kadrosunun sevgisiyle, gözyaşlarıyla, alkışlarıyla sarılıp sarmalandım. Elleriyle yaptıkları hepsi birbirinden leziz yemeklerle, pastalarla kurdukları
sofranın başında kahkahalar attım. Aldıkları mis kokulu çiçeklere bayıldım. Kürsümün, arkadaşlarımın, hayattaki ikinci ailemin sevgisi ile sarılıp sarmalandım. Fakültemin Dekanı ve vefalı idari kadrosu tarafından uğurlandım. Velhasıl bir kez daha Rabbime şükrettim. Arkadaşlarımın fotoğraflarına bakın bütün bu söylediklerime hak vereceksiniz eminim.
Bu bir veda değil
Bu bir veda değil zira Fakültemi hiç bırakmayacağım. Emekli olmayacağım. Gün gelir de siyasette ülkeme hizmet etmeme ihtiyaç olmaz ya da siyaset, bildiğim, beni ben yapan, savunduğum doğrular ile çelişir ise bilim yuvama, Fakülteme, öğrencilerime ve arkadaşlarımın arasına her zaman dönebilecek olmanın gücü ile bu imzayı attım. Yani hayatım boyunca gücümü aldığım hocalığım bana bu yeni yola çıkarken de bir kez daha güç kattı. İstanbul Hukuk sana minnettarım. Milletlerarası Özel Hukuk Kürsüsü seni çok ama çok seviyorum. Sevginizin hakkını ödeyemem. Benim sevgili, kıymetli öğrencilerim, her zaman dediğim gibi ne olursam ve nerede olursam olayım ben en önce sizin hocanızım ve sizi çok seviyorum. Her gittiğim yerde sizin için, siz bu vatanda mutlu olun, huzurlu olun, mesleğinizin haklı gururu ve onuruyla vatana hizmet edin diye çalışacağım. Bizde hocalık ömür boyu, haftanın yedi günü, yirmidört saat. Sakın unutmayın. Hakkınızı helal edin.





