İmamoğlu ve Özel Ankara’da ortak basın toplantısı düzenledi.  İmamoğlu, ‘Türkiye’de kanun kalmadı’ derken, Özel ise Erdoğan’a ‘Erken seçim’ çağrısı yaparak “Cesaretin varsa milletten kaçma” şeklinde konuştu.  

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Lideri Özgür Özel ile Ankara’da bir araya geldi. Görüşmenin ardından İmamoğlu ve Özel, ortak basın toplantısı düzenledi.

İmamoğlu, açıklamasında, "Ne yazık ki Türkiye, bugün yine çok üzücü bir sabaha uyanmıştır. Çünkü yargıyı zedeleyen ve yargı tacizini hayatımıza en derin bir biçimde sokmakta tereddüt etmeyen bir kısım uygulamalar, hayatımıza girmeye devam ediyor. Bugün İstanbul’da, Beşiktaş’ta, Belediye Başkanımız Sayın Rıza Akpolat’a yapılan müdahale, kesinlikle yargı, hukuk, adalet, insan hakları gibi hiçbir hususa uygun değildir" dedi.

İmamoğlu, şöyle konuştu: 

"80 gündür tutuklu olan Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’in memurlarına yönelik de gözaltı kararı geldi ve aynı uygulamalar orada da sürdü. Basına yansıyan bilgilere göre, bu gözaltı işlemlerine gerekçe olarak, temelde ihaleye fesat karıştırma iddiası sunuluyor. İddia edildiği gibi, Beşiktaş Belediyemize ‘ihaleye fesat’ nedeniyle suçlama yapılıyorsa, uygulamanın başka türlü olması lazım. Çünkü Belediye Başkanımızın gözaltına alınmaması lazım. Niçin Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ı gözaltına alıyorsunuz? Çünkü, 5018 Sayılı Kanun’a göre belediye başkanları, ihale ve harcama yetkilisi değildir. İhale ve harcama yetkilisi birim amirleri, müdürler, belediye başkan yardımcıları, daire başkanlarıdır."

"23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilisini gördünüz mü?" diye soran İmamoğlu, şunları kaydetti:

"İstanbul’da, 25 yıl İBB’yi yöneten ve onlarca yolsuzluğunu, kamuyu zarara uğrattığını belgeleriyle ortaya çıkarttığımız, sorumlulara operasyon düzenlendiğini gördünüz mü? Tam aksine, bu dosyaların sorgulanması ve teftişinin derinleştirilmesi şikayetimize rağmen, engellendi ve yıllardır İçişleri Bakanlığı’nda üstü kapatılarak, durduruldu. AK Partili belediye başkanları çok muteber insanlar, sütte leke var ama onlarda yok, tüm sorunlar, lekeler CHP’li belediye başkanlarında; öyle mi? Bunlar bir de hala utanmadan partilerinin önünde ‘adalet’ ismini saklıyorlar. Bizim belediye başkanı arkadaşlarımıza yaptıkları bu muamele, aslında milletin iradesine yapılmış bir muameledir. Elinizi neye attıysanız, kirlettiniz. Buradan duyuruyorum. Ne yazık ki ülkemizde her vatandaşımızın sarılacağı en üst makam olan adaleti dahi zayıflattınız, kirlettiniz. Bu itibar suikastlarının devam etmesi ve bir organize süreç haline getirilmesi için, İstanbul’a da CHP’liler, belediye başkanlarına kayyum atamak için veya bu tür operasyonlar düzenlemek için, bir koordinatör başsavcı atadınız."

Başsavcı Gürlek’e tepki

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e tepki gösteren İmamoğlu, şunları vurguladı:

"Buradan başsavcıya sesleniyorum: İBB Başkanı’yla görüşemeyen bir başsavcı olarak, görevini yapmaya devam ediyorsun. Çünkü İstanbul’a adalet dağıtmak için atamadığın net. Atandığın ve görev yaparken mensubu olduğun yargı camiasına veya adalet sürecine yakışan hamleleri değil, bir kişiyi memnun etme çabası içerisinde görevini yaptığını, burada üzülerek takip ediyorum. 16 milyon insanın temsilcisiyle dahi görüşememe cesaretsizliğini gösterirken, adaletli olma konusunda cesur olmanızı size tavsiye ediyoruz. Yargının bu çok önemli makamına oturan şahıs, ne yazık ki bütün bu uygulamaları, talimat biçiminde ve organize bir şekilde yürütmektedir. Ve bunu şehvetle yapıyor. Tek gayesi var; İstanbul’da CHP’li belediye başkanlarına itibar suikastları düzenlemek. Bundan elbette ki İBB ayrı değildir. Yürüdüğü yolun bu yol olduğunu görmekteyiz. Aylardır çok sayıda ihale dosyalarımızı aldılar, didik didik ettiler. İBB tarihinde ilk defa, -savcılık herhangi bir dosyayı isteyebilir- savcı polisi yolluyor, dosyaları polisle aldırıyor. O kadar şaşkınlar ki, aynı ihaleyle ilgili bir dosyayı, görevlendirilen başka bir savcı bir daha istiyor. Bu kadar şehvetli ve bu kadar hararetli bir şekilde hedefine İBB’yi, Ekrem İmamoğlu’nu koymuş bir biçimde çalışmalarını sürdürüyor."

Basına yansıyan savcılık bilgilendirmesinden anladığımız kadarıyla, bir kişi ‘suç örgütü lideri’ olarak lanse ediliyor. Esenyurt operasyonu da o kişiyle ilgili şirkete bağlanıyor. Suçlamalar uzuyor. Suç örgütü kurmak, yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak filan… Bilmenizi isterim ki, bu şirket, İBB’nin iştirak şirketlerinin de bazılarının ihalesini kazanmıştır. Bu ihalelerin tamamı açık ihaledir. Bu ihale dosyalarının tamamı da birkaç ay önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyemizden alınmıştır. Burası önemli; Esenyurt’ta bu sabah yapılan operasyona kılıf olarak bu şirket gösteriliyor ise, buradan da İBB’nin iştiraklerine uzanacak bir operasyon planı yapıyorsanız, Türkiye’nin bilmesi gerekenler var.

Söz konusu şirket, sadece CHP’li belediyelerden ihale almamıştır. Bu şirket, aralarında Yargıtay, TBMM, THY, çok sayıda kamu hastanesi ve üniversiteler, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Devlet Havalimanı İşletmeleri, Elektrik Üretim A.Ş. gibi onlarca kamu kuruluşu ve AK Partili ilçe belediyelerinden de ihale almıştır. Şimdi savcı beylere sormak isterim: Esenyurt için yaptığınızı ya da kafanızda başka işler var ise, başka şafak operasyonları var ise, buradan söylüyorum. Cesaretinizi sınıyorum. TBMM için de aynı uygulamayı yapacak mısınız? Bu şirketlerin ihale dosyalarını İBB’den istediniz. Aynı şekilde Yargıtay’dan, TBMM’den, THY’den ya da Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden de bu şirketin ihale dosyalarını istediniz ve inceleme başlattınız mı?"

Türkiye’de kanun kalmadı

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da seslenen İmamoğlu, "Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na da sesleniyorum: Sayın Cumhurbaşkanı; gönderdiğiniz başsavcı beye bir sorun. Bu şirketin devlet kurumlarından aldığı ihaleleri de inceleyecekler mi? Öyle olmalı. Çünkü şahsa 'suç örgütü lideri' diyor savcılarınız. İddianame bu. Şahsa ‘suç örgütü lideri’ diyor ve iltisaklı bulduğu 2 belediye, Beşiktaş Belediye Başkanı, sevgili dostum Rıza Akpolat’ı ve diğer belediye Esenyurt’tan da memurları, aynı şekilde Beşiktaş’tan da memurları gözaltına alıyor. Hem de şafak operasyonuyla. Dolayısıyla, yine diğer devlet kurumlarından da iş almış olan bu kişiyi, o devlet kurumlarında ona işi veren o kurumların en başındaki insanları aynı şekilde ifadeye alacak mı?" diye konuştu.

İmamoğlu, şöyle devam etti:

"Bunu söylerken, o zaman TBMM'ye de THY'ye de, Yargıtay'a da bu suç örgütü ihale vermiş. Savcı beyden bunu hemen uygulamasını isteyin kendisinden. Cumhurbaşkanımız iyi bilir, kendisi belediye başkanlığı yapmış birisi. Belediye başkanı, ihale yetkilisi değildir. Buradan sesleniyorum Sayın Cumhurbaşkanı. İBB’de görev yaptınız. Sizin döneminizde, pek çok yöneticinin ihaleye fesat iddiasıyla hakim karşısına çıktığını iyi hatırlarsınız. Arkadaşlarınızın bir kısmı hala yanınızda görev yapıyor. İş insanı olanlar var, başka insanlar var. Ama siz hakim karşısına çıkmadınız. Neden? Çünkü yasa belli. Kanun, nizam var. Aynı şekilde imza yetkilisi olmadığınız için çıkmadınız. O dönem beğenmediğiniz, hatta bizim bile eleştirdiğimiz o süreçte, memlekette yine de kanun ve nizam vardı, ama bugün yönettiğin Türkiye'de kanun ve nizam kalmadı. Ve bunu mumla arar olduk."

Sizi oradan indireceğiz

"31 Mart seçimlerinde ana muhalefet partisi haline dönüşen AK Parti'nin kızgınlığı, bizzat Cumhurbaşkanlığının bilgisinde yürüyen ‘İstanbul operasyonlarının’ gayesi bellidir ve nettir" diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'ye alternatif yönetim tercihini kazandıran, milletin beğeni ve takdirini toplayan CHP belediyelerini, algı operasyonlarıyla karalamak ve halkın gözünden düşürmek, itibarsız hale getirmek ve tam bir itibar suikastı yaparak, o insanları lekelemek... Sandıklarda da anketlerde de yenik düştüklerini gördükçe intikam hırsları artmakta. Buna geçit vermeyeceğiz.

Başta Genel Başkanımız olmak üzere, bütün CHP'liler, ama her şeyden önemlisi bütün hemşehrilerimiz, vatandaşlarımız, bu haksız ve hukuksuz uygulamalara asla geçit vermeyecekler. Ne yaparsanız yapın, bu milletin gözünde de kalbinde de yer etmeye, iyi hizmetlerimizle vatandaşımızın yanında olmayan her zaman devam edeceğiz. Ve ilk seçimde de sizi oradan indirmeye, milletin, halkın iktidarını kurmaya kadir olduğumuzu göreceksiniz. Bu Ali Cengiz oyunları bize sökmedi, sökmeyecek ve asla yılmayacağız."

Özel’den erken seçim çağrısı

İmamoğlu'nun ardından kürsüye gelen Özgür Özel ise açıklamasında, "Yeni bir haftaya başlarken iktidarın yeni yarattığı ve kendi yarattığı kirli bir gündemle hep birlikte meşgulüz. Ben Türkiye’nin bu kadar çok konuşulacak sorunu, bu kadar çok çözülecek derdi varken böyle gündemlerin yaratılmasını ancak son derece sorunlu ve milletle gönül bağı kopmuş bir iktidara yakışacak, bunun tescili, itirafı olarak nitelendiriyorum. Öncelikle bunu ifade etmek isterim" dedi.

"Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kıymetli seçmenlerine şunu hatırlatırım" diyen Özel, şunları anlattı:

"FETÖ operasyonlarından sonra Tayyip Erdoğan, ‘Bazı arkadaşlarımız yoruldu. İstifa etsinler’ demişti. Kimi güle oynaya, kimi ağlaya ağlaya istifa ettiler. O süreçte Tayyip Bey istifası gecikenler için ‘Onlar gereğini yapmıyorsa biz gereğini yaparız’ demişti. Bir partinin genel başkanının bir belediye başkanına ‘İstifa et, gereğini yaparım’ deme yetkisi yok. En çok partiden atarsın. Ama gereği şöyle yapılabilir. Eğer terör örgütü üyesiyse ya da yolsuzluk yapmışsa, onu yargılarsın, suçlu bulunduğu kesinleşirse görevden alınır. Yerine de belediyeden yeni biri seçilir. Ama ona, ‘İstifa et yoksa bunu yaparım’ denmez. Hepsi istifa ettiler ama biri hakim karşısına çıkmadı, biri emniyete çağrılmadı. Neydi bu arkadaşların suçu? Hani etmezse yapabileceğin şey ne? Alıp yargılayıp, görevden almak. Bunlar FETÖ’cü idiyse niye bıraktın, bunlar yolsuzluk yaptıysa niye bıraktın. Kendi belediye başkanlarına ‘İstifa et, kurtul’, bizim belediye başkanımıza ihale yetkilisi olmadığı halde…

Tayyip Erdoğan’ın kendi döneminde, İstanbul Büyükşehir’in birçok bürokratı ihaleye yolsuzluktan yargılandı. Tayyip Bey emniyete dahi çağrılmadı. Çünkü herkes bilir ki bu kadar büyük bir yapıda, yapılan ihalelere kim imza atıyorsa o mesuldür. Ama Tayyip Bey’e yapılmayanı, o gün Tayyip Bey’e yapılmayan hukuksuzluğu bugün Tayyip Bey Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına uyguluyor."

"Bir tek derdi var; bu bir siyasi operasyon ve Rıza Akpolat’ın şahsında partimizin kurumsal kimliğini itibarsızlaştırmaya çalışıyor" diyen Özel, şöyle devam etti: "Onun hazmedemediği şu: Beşiktaşlılar sandığa gittiler 31 Mart’ta, sonuç ne oldu biliyor musunuz? Rıza Akpolat’ın aldığı rekor oy, belediye meclisinde neye yansıdı? 31’de 31 CHP. Beşiktaş halkı AKP - MHP birlikteliğine 31’de bir belediye meclis üyeliği bile vermedi. İşte bunu hazmedemeyen bir hazımsızın, İstanbul’a görevlendirdiği kişi eliyle alamadığı belediyelere operasyon yapıp, itibarsızlaştırma, Rıza Akpolat üzerinden İstanbul’daki bir takım halinde milletin takdir ettiği, seçildikleri gün rekor kıranlara yeni rekoru ilk altı aylık performansları ile kırıldığı, görülmemiş belediye memnuniyet anketlerinin yarattığı karın ağrısını böyle gidermeye çalışıyor."

Rıza Akpolat gözaltında Rıza Akpolat gözaltında

Sandıktan kaçma

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrı yapan Özel, şunları ifade etti:

"Buradan Sayın Erdoğan’a şu çağrımı yapmak isterim: Bakın, son dönemde bir salon adamına, salon siyasetçisine döndünüz. Atadıklarınızı doldurduğunuz salonda, atadıklarınızın alkışıyla moral bulamazsınız, güç bulamazsınız. Bu çaba beyhudedir. Şimdi de mahkeme salonlarında bizim moralimizi bozmaya çalışıyorsunuz. Bu çaba daha da beyhudedir. Eğer gücünüz varsa, cesaretiniz varsa, ülkeyi bu kadar gerdiniz ve bu hale geldiniz. Muzaffer kahraman edalarıyla gezerken seçim mağlubusunuz. ‘O salonlardan çıkamıyorsun, sokağa çık, meydana çık, insanların önüne çık’ diyorum. Çıkamıyorsun. O zaman bu işin çıkışı milletin huzuruna gitmektir. Sandık gelsin, sandıktan kaçma. El mi yaman, bey mi yaman? Millet sana mı hak veriyor, bize mi hak veriyor? Bu belediye başkanlarının milletinin gönlündeki yeri artık Cumhuriyet Halk Partisi'ni iktidara mı taşıyor, yoksa yaptığın bu kumpaslar sana mı yarıyor millet bir karar versin bakalım. Cesaretin varsa sandıktan ve milletten kaçma. 

Erdoğan'dan transfer teklifi

Özgür Özel, açıklamasında Erdoğan'ın CHP'li ilçe belediye başkanına partisine katılması için teklifte bulunduğunu söyledi. Özel, şunları anlattı:

"Öyle bir ruh halinde ki, geçen hafta bir belediye başkanım, başarılı bir belediye başkanım, bir büyükşehrin ilçe belediye başkanı. Kaybettiğine çıldırdığı bir ilçenin belediye başkanı Yana yakıla beni arıyor. ‘Benimle Sayın Cumhurbaşkanı özel bir görüşme yapacakmış, ne dersiniz Sayın Genel Başkanım?’ Dedim ki ‘Cumhurbaşkanı belediye başkanını çağırıyorsa bu devletin bir işidir. Mutlaka ya ilçemiz için büyük bir proje, önemli bir mesele, bilmeniz gereken bir şey vardır. Gidin, dönüşte görüşürüz.’ Gitti geldi, ne oldu biliyor musun? ‘Sen başarılısın, o ilçeyi nasıl aldın? Gözlerime inanamadım. Şubat ayında kongrem var, bize katılır mısın?’ Ya devletin başına, bir partinin öz evladı bir belediye başkanının ‘Yapacağım kongrede bana katılır mısın? Senin önünü açarım, şunu yaparım, bunu yaparım.’ Bir de böyle parantez içinde ‘Ya tertemiz adamsın biliyorum ondan çağırıyorum ama bir leke çalarlar, Allah korusun’ falan diye tehdit yapmalar. Bir de sivil arabayla aldırmalar, saraya götürmeler. Yakışıyor mu ya? Orada onu yapan, burada bunu yaptırıyor işte. İşte size tükenmişliğin resmi Tayyip Erdoğan’ın."