FEZLEKE

Meclise 20 yeni fezleke daha geldi.
 Açıklandığı kadarıyla, birçok milletvekiline ait bine yakın fezleke Meclis gündeminde bulunuyor.
 Fezlekelerin kabulü veya dönem sonuna bırakılması Meclis çoğunluğuna ait bir keyfiyet.
 Son fezlekelerden 10’u ana muhalefet partisine ait.
 Ana muhalefet partisinin lideri dahil, tüm yönetim kadrosunu kapsıyor.
 Bu fezlekeler Mecliste kabul edilir, Ana muhalefetin lideri başta olmak üzere tüm yönetim kadrosunun milletvekillikleri düşürülürse o parti için yıkım olur.
 Sadece ana muhalefet açısından değil, ktidar açısından da büyük bir sorun teşkil eder.
 Bu durumu dışarıya anlatmakta güçlük çekilir.
 İlişkilerimizin zaten pamuk ipliğine bağlı olduğu Avrupa ve ABD’de Türkiye aleyhindeki plan ve tasavvurları güçlendirmiş olur.
 Böyle bir durum, Ana Muhalefet partisine ne kadar zarar verebilir?
 Umarız, iktidarın büyük ve küçük ortağı, bunun sonucunun nerelere varabileceğini çok iyi hesaplamışlardır.
 Her şey bir yana, lideri ve yönetim kadrosu Meclis dışına çıkarılmış bir Ana muhalefet partisinin, girilecek ilk seçimde içine düşürüldüğü bu ağır durumu fevkalâde başarılı bir sonuca ulaştırması sürpriz olmayacaktır.
 Ana muhalefeti çökertmeye yönelik bu plan işletilirse, partiyi kapatmakla eşdeğer bir durumun ortaya çıkacağı açıktır.
 Kapatılan partilerin, yeni bir isimle kurulup daha da dal budak sardıkları unutulmamalıdır.
 Geçmişte bunun örnekleri yaşanmıştır. Yeter ki ibret alınsın.
 Diyelim ki Kılıçdaroğlu dahil, partinin genel başkan yardımcıları, sözcüleri ve partinin ekran yüzlerinin milletvekillikleri düşürüldü.
 Parti, olağanüstü kongrede yeni bir lider ve yönetim kadrosuyla halkın karşısına çıkar ve olağanüstü bir başarı elde eder.
 Bilinen gerçek şudur ki:
 Türk milleti ve seçmeni her zaman mağdurdan yana olmuştur.
 CHP, böyle bir mağduriyetle halkın karşısına çıkarsa, bu günkünün misliyle oy alacağını tahmin etmek zor değildir.
 İstanbul Belediye seçimi örneğini unutmayalım.
 İmamoğlu, 13 bin farkla başkanlığı kazandı. YSK bu seçimi iptal edince ikinci defa seçmenin karşısına çıktığında fark 900 binlere yükseldi.
 Seçmen, İmamoğlu’nun mağduriyetine oylarıyla tepki vermiş ve bu sonucu sandığa yansıtmıştı.
 Demek oluyor ki, seçmen iradesinin önüne konulan her baraj, önünde sonunda bendini yıkıyor ve umulmadık sonuçlara yol açıyor.
 İktidar partisinin bu hesapları yapmadığı düşünülemez.
 O zaman, fezleke konusunu durup dururken gündeme getirmek neyin nesi?