Konuşmazsan;
Meramını anlatamazsın.
Karşındakinin derdini öğrenemezsin.
Karşılıklı olarak herhangi bir şey alıp veremezsin.
Konuşmazsan,
Susarsın..
Susarsan,
Her şey içinde kalır.
Küçücük noktalar büyür dünya olur..
Patlarsın..
Konuşmadan, susarak uzun süre yan yana yürüyemezsin.
Ya yolları ayırman gerekir, ya da mutlak birbirinizi dinlemeniz.
İnsanlar ve toplumlar arasındaki bir çok musibet karşılıklı iletişimsizlikten kaynaklanır.
İnsan insana küser biliyorsunuz.
İnsan gibi; gruplar-toplumlarda küser birbirine zaman zaman..
Niye ve neden küsülür onu da biliyorsunuz..
Küslüğün iyi bir durumdan kaynaklanmadığını da biliyoruz.
.....................
TÜRK MEDYA TARİHİNDE BİR İLK
Geçen haftanın en önemli olaylarından biri CHP’nin CNN’e küsmesi oldu. Bir siyasi partinin kurumsal olarak bir medya organına karşı aldığı bu karar Türk Medya tarihinde bir ilk.
‘Kanalınıza çıkmayacağız, kameralarınıza konuşmayacağız, hatta bizim aileden hiç kimsenin de sizinle muhabbet etmesini, alışveriş yapmasını önleyeceğiz.”
İşte toplumların bölünmesi böyle başlıyor. Önce iletişim kopuyor. Sonra birbirine saldırı başlıyor. Konuşmayınca karşılıklı rivayetler, suçlamalar, karalamalar artıyor. İnsanlar, toplumlar birbirinden uzaklaşıp giderek düşman hale geliyor.
Yollar ayrılıyor, mahalleler bölünüyor..
Toplumsal barış, huzur yara alıyor.
Ve sorunlar çözülmüyor, giderek daha da büyüyor.
Oysa ki;
Ne sallanan zemin, ne düşen çığ, ne yağan yağmur, ne kopan fırtına sizler arasında bir ayrım yapmıyor.
Vurunca hepinizi birden vuruyor.
Bu sorunlara çözüm; ayrışarak, bölünerek, birbirini dinlemeyerek, birbirine düşman gibi davranarak daha kolay bulunmaz..
Birbirinizden kaçarak kurtulamazsanız . Sorunlar üzerine gidilerek konuşulur, kaçarak değil.
Yazıyı döndüm baştan okudum. CHP’nin küslüğünü eleştiri havasında giidiyor gibi. Hayır değil. Ben ortaya çıkan durumun yaratacağı sonuç üzerinde meramımı dile getirmek istiyorum.
..................
Ve tabi biliyoruz ki;
İnsanlar birbirine durduk yerde küsmez.
Durduk yerde yolunu değiştirmez biriyle.
Selamı sabahı kesmez nedensiz.
Sebepsiz görmemek istemez..
Böyle birileri için Anadolu’da bir kaç söz vardır:
-Yüzünü yuyucun görsün
-Yüzünü şeytan görsün..
Medya medya olmaktan çıkıp, kişilere gruplara tuzak kuran bir operasyon aracına dönüşürse medya olmaktan çıkıp pusu aracı olur. Hiç kimse de pusuya düşmek istemez. CHP’nin boykotuna bir de böyle bakmak gerekiyor.
......................
ÜLKENİN 'ROZET' MESELESİ
CHP'nin boykotu Ahmet Hakan tarafından eleştirildi. Programına çıkmaya söz veren Ekrem İmamoğlu’nun boykot kararına destek amacıyla bu randevuyu iptal etmesi Ahmet Hakan tarafından ‘Rozet’ hatırlatmasıyla eleştirildi. Hakan; “ Hani siz İBB Başkanı olunca rozeti çıkaracaktınız. CHP’nin boykot kararı sizi bağlıyorsa demek ki çıkarmamışsınız’ değerlenmesinde bulundu.
Partili olmak kymetlidir. Bir ekip adamı olmak, o ekiple yol yürümek, yaşadığın toplumun –dünyanın sorunlarına çözüm projeleri geliştirmek, düşünceni ifade etmek saygıdeğer çabalardır.
Partili olarak yol yürürken bir kamu yönetimi sorumluluğu almışsanız siz artık Milli Takım forması giymiş olursunuz. Rozetiniz takım rozeti değil, milli takım rozeti olmalıdır. Vereceğiniz tüm hizmetler de tüm takımlara eşit davranmak durumundasınız. Devlet adamı olmak böyle bir şey demek olmalı.
İmamoğlu’na ‘Rozet’ hatırlatması yapan Ahmet Hakan’a bir başka rozetleri hatırlatmak gerekiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yakasında ‘Cumhurbaşkanlığı rozeti’ bulunurken, diğer yakasında ise ‘AK Parti Genel Başkanlığı’ rozeti bulunuyor.. Ülkemizdeki ‘Rozet’ meselesi Cumhurbaşkanının iki rozeti aynı anda takmasından bu yana sıkıntılıdır. Rozet sorunu çözülecekse önce buradan başlamak gerekiyor.