İyisiyle, çoğunlukla da kötüsüyle bitirdiğimiz bir haftadan merhaba sevgili “Dünlük”. Geçen hafta yine kafalar karışıktı. Ya da en azından benimki…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, çocuklara, kandırılarak içirilen “acı ilaç” gibi sadece vatandaşlara içirilecek “acı reçete” açıklaması gündeme damgasını vurdu. Bu öyle bir reçete ki, “itibardan tasarruf ettirmiyor.” Mesela şahsı ve devlet katındakiler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 6 uçakla gidebiliyor. Ya da sokaktan geçtiğinde yolculuğu yarım saatte bitmeyen konvoy (ki hepsi de lüks araçlar) hiç “acı reçete”ye ihtiyacı olan bir halkın yöneticilerine ait görünmüyor. İtibardan tasarruf olmaz diyorlar da, kime bu büyüklenme anlayamadım. İşsizlikle, aldığı maaşı bir ay boyunca yetiştirmekle uğraşan halkına mı, yoksa büyük dünya devletlerine mi? Eminim o büyük devletler “Ayranı yok içmeye tahterevanla gider…” atasözünü hatırlatan bu durumu gülerek izliyorlardır. Hem de ağızlarıyla değil!
Neyse…
Geçen haftanın bir kafa karıştıran konusu da koronavirüsle savaşta yine, yeniden girdiğimiz kısıtlamalarla ilgiliydi. Sokağa çıkma yasağıyla ilgili hem yaş grupları hem saatler açısından öyle karmaşa yaşandı ki açıklamanın üstünden neredeyse bir hafta geçti, hala soru cevap yapıyor, yetkili ilgililer!
Neyse…
Bugün bir haber gördüm, kaçak eletrik tesislerine af getirmiş sayın yetkililer. Elektriğini kaçak değil, yasal yollardan kullananlar ödeyecek nasılsa ceremeyi! Kanunlara ve ahlaki düzene uymanın asla cezasız kalmayacağını bir kere daha görmüş olduk!
Neyse…
Okullar 31 Aralık’a kadar yine online eğitime döndü. Bir tek kreş yaşındaki çocuklara yüz yüze eğitim var, bir de dün gördüğüm bir habere göre diyanetin kurslarında yüz yüze eğitim devam edecekmiş. Çalışan insanların çocuklarını gönderme mecburiyeti yüzünden kreşlerin açık olmasını anlarım anlamasına da, bu yaş grubu çocuklar, sosyal mesafeyi korumayı sevmez ki… Arkadaşına sarılmak isteyecek, belki itekleşecekler. Üstelik bu yaş grubu çocuklara, aileleri çoğunlukla çalıştığı için okul dönüşünde 65 yaş üstü olabilecek anneanne, babaanne ve dedeler bakıyor. Yani bu çocuklar okulda ya da okul yolunda aldıkları virüsü, hastalığa yakalanmasın diye sokağa çıkması bile yasaklanan büyüklerine getirebilecekler. Çıkamadım bu işin içinden ben!
Diyanetteki yüz yüze eğitime devam kararı için de sosyal medyadaki yorumlara baktım. “Onları Allah korur, virüs oralara girmez” diyen bazı ciddi, bazı gayrı ciddi yorumlar vardı. Yalnız ben okumayı öğrendikten beri öğretildiği şekilde tevekkül göremiyorum burada. Önce sen Allahın verdiği beyni kullanarak önlemini alacaksın ki, Allah seni koruyacak.
Yine neyse…
Koronavirüsün neden olduğu Covid 19 hastalığına karşı geliştirilen aşılardan bazıları için gönüllü arayışları başlamış. Sağlık Bakanı’nın açıklamasına göre bir günde 20 bin kişi başvurmuş gönüllü olmak için. İnsanlık için güzel bir cesaret örneği. Ama yine yorumlarda gördüğüm kadarıyla insanların çoğunluğunda “güven” sorunu var. “Yönetim katındaki bazı kişiler aşı olmadan aşı olmam” diyen vardı mesela yorumlarda. Benim kafam yine karıştı dolayısıyla!
Neyse…
Anlayacağın kafam karışıktı bu hafta sevgili “Dünlük”… Seninle de paylaşmak istedim. Umarım önümüzdeki hafta daha güzel, daha umutlu haberleri, olayları paylaşırım seninle. Görüşmek üzere…
Not: O “neyse” yazdığım yerleri, istediğiniz şekilde doldurabilirsiniz.