Katliamın utanç belgesi!

“İnsan hayvanın ölümcül bir hastalığıdır” diyen Kojeve’nin sözünü kerteriz alarak, sokak hayvanları mevzuuna birde de başka bir boyuttan bakalım olmaz mı? Olur tabii, neden olmasın. Neler olmuyor şu memlekette, neler yazılıp söyleniyor sıkılmadan, benim sözüm mü ağır gelecek merdümana.

*

Köpekleri evcilleştiren insan soyunun muradı neydi? onlar sayesinde çitini çubuğunu, koyununu keçisini korumak değil miydi? Şimdi çağdaş ve yeni güvenlik önlemleri icad ettik, dolayısıyla köpek taallukatına ihtiyaç neyin kalmadı…ve ona sebep bu mendeburları istemiyoruz gayrı demeliyiz öyle mi?

*

Tufanda onları gemisine alan Nuh peygamber başımıza ne bela getirdi, ah ne ayıp etti değil mi(!)

Peki biz neden hayatımıza soktuk onları? Köpeklere ihtiyaç duyan, köpekleri kapısına çağıran ve bağlayan biz değil miydik?

Bıraksaydık doğada yaşasalardı kurtlar gibi onlarda.

Bıraksaydık insanat, hayvanat ve nebatat yerli yerinde kalsaydı!

*

Bütün olumsuzlukların sebebi sen olacaksın amma ve lâkin gün gece başka canlıları suçlayacaksın! Her haltı ye sonra şikayet et! Dünya sadece Ademilerden ibaret olsun isteniyorsa bu sosyopat kafaya benim verecek cevabım yoktur. Freud egosantrik ve narsistik kişilik bozukluğu demiş. Tedavisi en zor psikolojik hastalıklardan!

*

Sen memleketin bütçesini tüket, tedavi, rehabilite ve kısırlaştırmak pahalı bir yöntem olduğu için ucuz ve kolay olan öldürme yöntemini seç. İyi, vallahi çok iyi(!) Bence Osmanlı’nın yaptığı gibi bütün köpekleri toplayıp bir adaya bıraksınlar. Neticede zehir masrafı da olmaz hem. Onlar bir müddet sonra adada yiyecek kalmayınca birbirini yerler zaten.

*

Kutsal kitabında “öldürmeyeceksin” yazan ve kendilerini eşref-i mahlukattan sayan şu gafil insanların yaptığına bakın hele! İstatistik bilimi diye bir disiplin var, bilmem haberiniz var mı efendiler? Bakın bakalım yurdumuzda insanlar istatistiki olarak en çok nasıl hayatını kaybediyorlar. Trafik kazalarında, töre cinayetlerinde, kadın ölümlerinde, orman katlinde, iş kazalarında, deniz, göl, akarsu kirliliğinde, insansoyunun sorumsuzca üremesinde sorun yok! her canlının yaşam hakkını gaspetmekte sorun yok! çit çektiğimiz her bir yeri kendimizin ilan etmek sorunlu değil!..amma! ah bu köpekler! büyük sorun eyvahlar olsun! Şimdi, “senin çocuğunun başına gelse, siz köpeklerin saldırısına maruz kalsanız” falan demezler bana inşallah. Başını okşadığın, beslediğin, tedavi ettiğin hiç bir köpek kolay kolay saldırmaz zira. Ailede, okulda, hayatın içinde bütün yaşam formlarına duyarlık geliştiren bir eğitim öngörülmeli. Sorun değer bilgisine sahip olmamamız. Değer bilmez, gördüğümüz hiç bir şeyi doğru değerlendiremez insanlar haline geldik! Töz bozulunca tuz kokar efendiler, tuz kokar…sevgi, merhamet, melamet taşıyan insanlar olmaktan çoktan çıktık zaten.

*

Meclisten geçen yasa bütün ülkenin huzurunda yapılacak katliamın utanç belgesidir.

*

İnsan olmak adalet, erdem, şefkat taşımaktır. İnsanlaşmak, iç sesini dinlemek, iç sızını hissetmektir ey insan kardeşlerim. İnsan böyle günlerde susmaz, susamaz! içindeki isyanı yere göğe haykırır. Hadi bu katliam yasasına hep birlikte ses verelim:

Kısırlaştır, tedavi et, doyur, sev, yaşat. Tanrının verdiği canı Tanrı alsın. Tarihte binlerce örneği var, masumun kanı yıkanmakla çıkmaz. Günahsızın feryadı bin yıl geçse unutulmaz. Rüyalarınıza girer, kalbinizi kemirir, aklınızı çürütür. Yapmayın…masumun ahı başınıza yıkar devranı.