KÂĞIDIN KENARI

 İnönü ilkokulunda okurken, bizim sınıfa yedek bir öğretmen verilmişti.

 Adı Hasbi Altınok’tu.

 O’nun maceralarını dinleyerek mest oluyorduk adeta.

  Çok sevmiştik.

 Ertesi yıl dersimize gelmediğinde çok çok üzülmüş, gözlerimiz hep O’nu aramıştı.

 Anlattığı bir olay hiç aklımdan çıkmadı.

 Çalışkan bir öğrenci olmadıkları için hocalarını kandırma yöntemi olarak önce yazılı kâğıdının kenarını süslerlermiş.

 Hasbi öğretmenin bir de can arkadaşı varmış, yanında oturan.

 Muammer Özkavcı diye hatırlıyorum.

 Yine bir yazılı sınavda iki kafadar kâğıtların kenarını bi güzel süsledikten sonra başlamışlar yazmaya.

 Ama ne yazmak!

 Her şeyi kafadan atıyorlar, kenarını süsledikleri kâğıdı kafadan atma bir sürü lafla doldurmaya çalışıyorlar.

 Babasının tayini ile sınıflarına yeni gelmiş olan bir kızcağız, harıl harıl yazan bu iki öğrencinin çalışkan olduğuna hükmederek yardım istemiş.

 “Arkadaşım, üçüncü sorunun cevabı neydi?”

 “Arkadaşım, nolur biraz yardım edin.”

 Diye yalvarınca, arkaya dönmüşler, sınıflarına yeni gelmiş olan kız öğrencinin kâğıdını inceledikten sonra:

 “Ohooo, baci, sen daha kâğıdın kenarını süslememişsen.” demesinler mi?

 Bizim muhalefet partileri aynı hesap.

 Bu ülkede geleceğe ait ümitlerini kaybetmiş gençler muhalif ağabey ve ablalarından bir çıkış yolu bekliyorlar ama nafile.

 Çünkü muhalefet henüz kâğıdın kenarını bile süslememiş.

 İktidar, yarattığı pozisyonlarla muhalefete gollük paslar verirken, muhalefet kendi halinde ilerlemeye çalışıyor.

 Şahsi oynayarak, çalım atıyor, gösteriş yapıyor.

 Oysa futbol kollektif bir oyundur.

 Şahsi oyunlardan, çalımlardan gol çıkmaz.

 Muhalefet, milletin beklentilerini karşılayacak gerçekçi çözüm yollarını birlikte tasarlayarak ve ağız birliği ederek ortaya çıkmalı, önce halkı kendine inandırmanın yollarını bulmalıdır.

 Sonra, “düşün peşime!” diyerek kitleleri sürükleyecek bir söylem geliştirmelidir.

 Muhalefet, havanda su dövmeye devam ederse, daha çok zorlanırız.

 Bir an önce ortak bir söylemle bir araya gelip topluma söyleyecekleri ne varsa hep bir ağızdan söylemelidirler.