‘‘Kütlenin korunumu yasası’’nı, kimya okuyan herkes duymuştur ama anımsar mı bilmem. Kimya biliminin temel yasalarındandır. Fransız kimyacı A. L. de Lavoisier geliştirdiği için ‘‘Lavoisier Yasası’’ olarak da anılır.
Özetle şöyledir:
‘‘Bir kimyasal tepkimede, tepkimeye giren maddelerin kütleleri toplamı, tepkime sonunda oluşan yeni maddelerin kütleleri toplamına eşittir.’’
Bu temel ilke özetin özeti olarak, ‘‘Hiçbir şey yoktan var olmaz, varken yok olmaz’’ diye ifade edilir.
‘‘Şimdi kimyaya nereden girdik’’ diyen olabilir.
Kimyadan başlamışken, kimya terimleriyle açıklayım…
Atom ağırlığı 128, yoğunluğu milyar olan dolaryum var ya…
Olması gerektiği gibi, ülkenin bir numaralı gündemi. Günlerdir ‘‘nerede, nerede’’ diye soruluyor, sorusu bile yasaklanıyor…
Namuslarına (nomos) emanet edilmiş olanlar açık, anlaşılır bir cevap vermedi-veremedi. ‘‘Hık mık’’ edilirken…
CHP Milletvekili İlhan Kesici bir programda “Rezerv kaybolmaz. Devletin her şeyi kayıt altındadır. Girerseniz Merkez Bankası bilançosuna, okumayı bilen insanlar açarlar internet sayfalarını, görülür” dedi ya…
Savunma cenahı, bu sözlere sarıldı…
‘‘128 milyar dolar CHP’nin algı operasyonuymuş, Kesici bunu çökertmiş vs…’’
Ben bu büyük işleri sevmem. Yaşadığım sokak, mahalle, şehir için çabalamak, onların sorunlarıyla bana yetiyor. ‘‘Evinin önünü temizlersen sokak temiz olur, sokak temiz olursa mahalle temiz olur, mahalle temiz olursa şehir temiz olur. Böylece cennet yeryüzünde kurulur’’ felsefesinde birim. Fakat bazılarının yemliklerinden ayrılmamak için başkalarını salak yerine koymasına katlanamıyorum.
Ana mevzuya dönersek…
Kesici’nin sözlerinde, soruyu çökerten (anlamsız kılan) bir şey yok. Zaten bilançoyu okumasını bilen insanlar okuduğu için rezervle ilgili bu sorular soruluyor?
- Nerede?
- Ne zaman, nasıl (hangi yöntemle), kaçtan, kimlere-kimler aracılığıyla satıldı?
Kütlenin korunumu yasası gereği, 128 milyarın kaybolması mümkün değil. Ancak kimyasal değil, finansal bir tepkime sonucu, Merkez Bankası’nın rezerviyken yer değiştirip birilerinin kazancı olmuş.
Kesinlikle cismen bir yerlerde duruyor da nerelerde duruyor?
İlla ki ‘‘kayıp’’ sözcüğünden yürüyüp savunma hattı oluşturmak isteniyorsa, ortada bir kayıp da var aslında. Cisimler yer değiştirirken ayrıldıkları yerler boşalır, yeni konuldukları yerler dolar. Bu durum boşalan yer için kayıp, dolan yer için kazançtır.
Dolaryum olayına dönersek ve illa ki ‘‘kayıp’’tan yürüyeceksek…
Kayıp vardır; cismen yok oluş anlamında değil, Merkez Bankası’nın kasaları açısından kayıp söz konusudur.
Sen akıllı olabilirsin, eyvallah! Fakat alemi kör, sağır, sersem sanma!..