KKTC’de bayram namazı çıkışında konuşan AKP Genel Başkanı Recep Erdoğan’ın “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” sözleri tepki ile karşılanmış.
İlahiyatçı-yazar Nazif Ay, “Türkiye’de AKP iktidarıyla birlikte seküler devlet anlayışından hızla uzaklaşıldığını, fundamantelist kabullerin öncelendiğini görüyoruz. Böyle bir anlayış kabul edilirse Türkiye’nin şeriat hükümlerine göre yönetilen bir devlet anlayışı bataklığına düştüğünün itirafı yapılmış olur” ifadelerini kullanmış.
“Talibanla Türkiye toplumunun din anlayışı elbetteki çok farklı” diyen ilahiyatçı Cemil Kılıç da “Erdoğan’ın açıklamaları, Taliban’a diplomatik mesaj” değerlendirmesinde bulunmuş.
Ana Muhalefet Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise bu sözler üzerine Sosyal medyadan yaptığı videolu paylaşımda "Ülkemizin gerçek beka sorunu sığınmacı selidir. Şimdi de Afgan seline tutulduk" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Brüksel’in Afganistan’dan kaçan sığınmacıları Avrupa’dan uzak tutmak için, Türkiye’ye yeni bir rüşvet paketi önerme hazırlığı var. Bu sefer rakamlar, 500 bin ile 1 milyon arasında Afgan mülteci riskini gösteriyor" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, "Sakın tenezzül bile etme o paraya!" ifadelerini kullandı
Talibanla aramızda inanç yönünden bir farklılık yoksa bu uygulamaları nasıl yorumlayacağız?:
“10 yaşından büyük kızların ve kadınların eğitim hakkının olmadığı, vücutlarının hiçbir yeri görünmeyecek şekilde burka giymek zorunda oldukları Taliban kontrolündeki bölgelerde, "meşru sayılmayan" bir erkekle konuştuğu anlaşılan kadınlar taşlama, kırbaç gibi cezalara çarptırılıyordu.
Sakalı "yeterince uzun olmayan" erkekler de hapse atılıyor, hırsızların elleri kesiliyordu. Müzik dinlemek, televizyon izlemek yasaklandı.
Farklı fikirdeki insanlar ve farklı dini azınlıklara yönelik cezalar da baş keserek öldürmeye kadar katılaştı.
Sünni Müslümanlara ait olmayan ibadet yerleri yerle bir edildi.
Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, aynı zamanda bir kadın devrimidir.
Kadınları insan yerine koyan, onlara seçme ve seçilme hakkını Avrupa’dan yıllar önce veren bir devrimdir.
Bizde kadının yeri çok başkadır.
Kadın annedir, eştir, arkadaştır.
Kadını yok sayan, ona insan muamelesini layık görmeyen bir anlayışla bizim dini anlayışımız aynı olabilir mi?
Neymiş, sakal uzatmayan erkekler hapse atılacakmış!
Namaz kılmayanlar da öyle!
Daha başka neler var, neler.
Cumhuriyetimizin laik karakteri ile bunların inançları arasında nasıl bir beraberlik
Kurulabilir ki…