Alpaslan Türkeş rahmetli olmuştu.
Cenaze namazının kılınacağı yer lebalep dolmuştu.
İğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık.
Herkes omuz omuza, acıyı paylaşıyor.
Ben ve Erzurumlu Naim Hoca, eski Diyanet işleri Başkanımız Mehmet Nuri Yılmaz’ın makam odasındayız. Hoca galiba yurt dışından dönüyor, onu bekliyoruz.
Bu arada sümüklü, yanında iki-üç ibrikçisiyle birlikte geldi.
İbrikçilerden biri, “cenaze namazını hocam kıldırsa..” diyerek sümüklüyü işaret etti aklınca.
Rahmetli Naim Hoca söze girdi:
“Ğurban, cenazeyi Nuri Hoca kaldıracak. Aile öyle istiyor.”
Deyince suratları mosmor, birkaç dakika daha oturduktan sonra orayı terk ettiler.
Rahmetli Türkeş’i sevmediklerini hepimiz bilirdik.
Onlar için önemli olan, böyle muhteşem bir cemaat kalabalığının önüne geçip, namaz kıldırarak kendi propagandalarını yapmaktı.
Buna fırsat bulamadan çekip ittiler mi, cemaate mi karıştılar, orasını bilmiyorum.