Tandoğan Meydanını tıka basa doldurdular
CHP’nin çağrısı ile Ankara Tandoğan meydanında bir araya gelen emekliler, sefalet ücretine isyan etti. İktidarın ekonomi politikalarının kendilerini bir ekmeğe dahi muhtaç haline getirdiğini ifade eden emekliler, “Açız” diye haykırdı. Yıllarca çalışıp hak ettikleri emeklilik hayatını yaşayamadıklarını belirten ve halen çalışmak zorunda olduklarını kaydeden emekliler, “Bizi bu duruma getirenleri affetmeyeceğiz” dedi.
Türkiye’nin 81 ilinden Ankara’ya gelen emekliler, erken saatlerden itibaren Tandoğan meydanını doldurdu. Haklarını aramak sokağa çıkan emekliler, iktidar tarafından yok sayılmaktan şikayetçi olduklarını belirtti. Yoğun katılım ile gerçekleşen Büyük Emekli Mitingi’nde sık sık, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı. CHP Lideri Özgür Özel ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da mitinge katılarak emeklilere destek verdi.
Miting meydanına kurulan sahneye, “Onurlu yaşam, hakça paylaşım” sloganı asıldı. Mitinge emeklilerin yanı sıra, dul ve yetim aylığıyla yaşamını sürdürmeye çalışanlar, iş göremezlik geliriyle yaşamaya çalışanlar, staj mağdurları ve tazminat mağdurları subay ve astsubaylar da katıldı. Alanın tıka basa dolu olduğu görüldü.
Taşçıer: Emekliler İŞKUR kuyruklarında
Mitingin açılış konuşmasını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politikalarından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer yaptı. Taşcıer, dayatılan sefalet düzenine karşı hakkın ve emeğin yolunda yürüyen 16 milyon emekliye teşekkür etti. Tatilde olması gereken emeklilerin İŞKUR’un kapısında bekletildiğini kaydeden Taşcıer emeklilere, “Ülke kaynaklarından hak ettiğiniz payı almak yerine ucuzluk kuyruklarında bekletiliyorsunuz” diye seslendi. İktidarın emeklilerin sırtında yük olduğunu ifade eden Taşcıer, “Sesiniz olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Yavuz: Emek emek ördük memleketi
DİSK Emekli-Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz ise özetle şunları söyledi:
“Ömrümüzü tarlalarda, dersliklerde, madenlerde harcadık. Emek emek, ilmek ilmek ördük memleketi. İnsan onuruna yaraşan bir emeklilik istiyoruz. Ancak bize reva gören, açlık sınırının altında yaşamdır. Emekliyken de dolaylı vergi ve zamlarla soyulmaya devam ediliyoruz. Demokrasi ve sınıf mücadelesinden emekli olmadık. Bir koca ülkeyi yiyip doymayanlara karşı alanlardayız. Buzdolabımız, market poşetlerimiz boş. Buna karşılık öfkemiz büyüyor, sesimiz gürleşiyor. Emekliler direniyor. İktidar, hayatı hedef aldığında hayat, iktidara direnir. Sözde refah paketleriyle emeklilerle alay ediyorlar. 31 Mart’ta gösterdiğimiz sarı kart cebimizde. Müjdeyse size müjde ey iktidar, gidiyorsunuz. Erdal Eren annesine diyor ki ‘Omuz omuza, birbirinden güç alarak ve birbirine güç vererek, ana, bu mücadeleyi ne pahasına olursa olsun kazanacağız.”
Şengül: Ülkeyi yönetemiyorsunuz
Birleşik Emekliler Sendikası Genel Başkanı Mahmut Şengül’ün konuşmasında ise özetle şunlar kaydedildi:
“Yoksulluk kader değildir. Bugün emeklilerin yaşadığı yoksulluğun tek bir sebebi vardır o da sandıktaki tercihlerimiz ve bugünkü siyasal iktidardır. Ülkeyi yönetemiyorsunuz, emeklileri açlığa ve sefalete mahkum ettiniz. Bir an önce istifa edin. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Emeklilere ne verirsek verelim dipsiz kuyu’ diyor. Biz de diyoruz ki kuyu dipsiz değil, kuyunun altından tünel kazıp, üç beş müteahhide bağlamışsınız. Emekli onun için aç, onun için perişan.
Ergen: İktidarın gitmesi gerekiyor
2017 Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen’in konuşmasında da şu ifadelere yer verildi:
“Bu iktidar 84 yaşındaki vatandaşa iş arattırır durumdadır. Emekliler açız diyor, iktidar PTT kargo diyor. Emekliler bu maaşlarla geçinilmez diyor, iktidar KYK yurtları diyor. Bunlar haktan o kadar korkmuşlar ki gitmeleri gerekiyor. Demokrasi sadece seçimden seçime değildir, demokrasi bir yaşam biçimidir. Bu dört yılda onlara bu dersi biz de vereceğiz.”
Özel:Kemeri yoksula sıktırıyorlar
CHP Lideri Özgür Özel ise emeklilerin yoğun alkışları arasında sahneye çıktı. Konuşmasına, “Ömrünü ülkeye adayan, yıllarca alın teki döken” emeklileri selamlayarak başlayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Emekli maaşları yeni bir travmayı ve yaklaşan felaketi gösteriyordu. 19 Ocak günü, CHP’nin Genel Merkezi’nde 600 kişilik salonda bin kişi beraberdir. Hep beraber konuştuk, dertleştik, sözleştik. O gün sizlere söz verdim. O gün sizlere, elime mikrofonu aldığım her platformda bu haksızlığı dile getireceğimi söyledim. Emeklilerin derdini, sorunu dile getirdim. Biz o meydanlarda sizlerle birlikte hep beraber Türkiye İttifakı’nı kurduk. İlk önce sizler azdınız, hanginiz buradasınız diye sordum. İlk başta emekliler azdı, biz anlattık, siz geldiniz ve kendi meselenize sahip çıktınız. Gün oldu, bizim mitinglerimiz emekli mitinglerine dönüştü.
Hani Emekli yılıydı!
Bu iktidar, 2024 yılını emekli yılı ilan etmişti. Bu yıl, 2024 yılında 1 Ocak’ta verilecek maaşı en düşük emekli maaşını 10 bin TL olarak belirlediler. Alman Başbakanı ile konuşuyorum, Türkiye’de emekli maaşı 270 Euro diyorum, ‘2 bin 700 olmasın’ diyor. Yanlış tercüme zannediliyor. Sizleri bu ücrete mahkum edenlere yazıklar olsun.
Ben emekli bir anne babanın evladıyım. Onlar bugün Manisa’da ekran başında. Eşimin annesi babası bu meydanda. Biz, dört emeklinin evladıyız. O emekliler eskiden emekli olduklarında ev alabiliyorlardı emekli ikramiyesi ile. Sonra ev alamıyorlardı, arabaya düştü. Şimdi yılların emeğine bir motosiklet parası emekli ikramiyesi verenlere yazıklar olsun.
‘Emekli açım diyor’
Emekli açım diyor, bu ‘Git KYK yurdunda tatil yap’ diyor. Buradan tut ki tüm kapasite kullanıldı, sadece 250 emekliden biri gidebilir ama hiçbiri gidemez. Çünkü emekliler yurtta kalma derdinde değil, kendi kirasını ödeme, karnını doyurma derdinde. Verdiğiniz parayla ev kirası verirsen aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın. Bu iktidar geldiğinde en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretti. Sizinle hiç uğraşmasa, size hiç ilişmese bugün 26 bin TL emekli maaşı alacaktınız. Bu emekliyi 26 bin TL’den 10 bin TL’ye düşürenlerden hesap soracağım.
Bu iktidar geldiği gün en düşük emekli maaşı sekiz çeyrek altın alıyordu. Şimdi 10 bin TL, iki buçuk çeyrek altın almıyor. Yani her emeklinin, her birinizin çantasından her ay beş buçuk çeyrek altını çalan bir düzen var. Emekliyi bu hale getirenlerden 31 Mart’ta hesap sordunuz, sesiniz duymazlarsa hesabın büyüğünü ilk sandıkta soracaksınız. Emeklilerin dışında bir de emekli olamayanlar var burada. Staj ve çıraklık mağdurları da burada.
Mavi bereleriyle hepimiz için canını ortaya koyan emekli astsubaylar var. Astsubaylar emekli olamıyor. Çocuk okuyor, ev kira, emekli olunca maaş yarıya düşüyor. O maaşla geçinemeyeceği için emekli olamıyor. Olduğunda da sefalete sürükleniyor.
16 milyona Bütçenin sadece yüzde 5’i
Toplam 16 milyon emekli, 32 milyon çalışan, 48 milyon kişiye ödenen para, bütçede faize ödenenden çok az. Emeklilerin toplam aylıkları milli gelirin sadece yüzde 5’ine karşılık geliyor. Birileri hem EYT’lileri, ‘Vallahi yapmam’ derken seçimin gittiğini görünce emekli ettiler ama o emeklilerin maaşını mevcut emeklilere ödettiler. Her türlü ekonomik krizde, her türlü kemer sıkmada herkesin aklına emekliler geliyor, emekçiler, yoksullar, garibanlar geliyor. Güya IMF ile çalışmıyorlar. IMF olsa, ‘Emekliye zam verme’ der, vermiyorlar. ‘Öğretmeni atama’ der, atamıyorlar.
Kemeri yoksula sıktırıyorlar. Başımızda bir gulyabani var. IMF değil ama IMF’nin hayaleti aramızda dolaşıyor. Mehmet Şimşek, beni dinle. Bu gulyabanini al, Saray’a götür. Artık emeklinin yakasından insin, birazcık da zenginden alsın.