Tecavüzcü şeyhinizi de,
Erken seçiminizi de,
Cumhurbaşkanlığı adaylığınızı da,
Bilmem hangi tarihten bu yana yapılanlardan daha fazla yaptığınız işleri de bir kenara bırakın da bir hayatın en ivedi önlem alınması gereken gerçeklerine gelin..
....
Kaç gündür 50’nin altına düşmeyen pandemi kayıplarına,
İyileşen hasta sayısından daha fazla çıkan yeni vaka sayılarına
Gelin bir..
İlk ortaya çıktığında bütün pandemi vakaları hastanelerde kontrol altına alınırken, şimdi neden vakaların bir çoğu evlere gönderiliyor;
Bir zatürre aşısısı için kaç gün sonraya gün verilmesinin nedenini bir açıklayın.
,,,
Ülkenin bir numaralı gündemi pandemi olmalıdır.
Ortaya çıkan verilerden anlaşılıyor ki, biz maalesef işin başındakinden daha sıkıntılı bir durumdayız.
Ve önümüz kış.
Bu havayla biz bu kışa girersek..
Ayıkla pirincin taşını...
....
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan özetle ifade ediyorlar ki, “Uyarıyoruz, söylüyoruz , mesafe, tedbir, maske diyoruz. Ama maalesef vatandaşlar yeterince tedbirli davranmıyor. Herkes kendi tedbirini kendi alacak’
Tamam . Doğru söylüyorlar. Öncelikle vatandaş kendi tedbirini alacak. Birey olarak hepimiz; teker teker, ve hep beraber kendimize ve topluma karşı sorumluyuz.
Ama Devlet niye var.?
Devlet alması gereken tedbirleri tamamen alıyor mu? Yapması gereken kontrolleri – denetimleri yapıyor mu?
Toplu taşıma araçları belirtilenin üzerinde yolcu alıyor. İnsanlarımızın bir kısmı hala bir maskeyi doğru düzgün takmayı bilmiyor, ya da takmıyor. Bu maske kullanımı konusunda denetimler artırılmalı ve gerekirse doğru düzgün kullanmayalara ceza yazılmalı. Şimdi 'Ayakta yolcu yasak' dedik ya.. Gel de uygula bakalım..
Baştaki tedbirlerin bir çoğuna süratle dönmemiz gerekiyor. Hafta sonu yasakları, 65 yaş üstü ve çocukların sokağa çıkmasının sınırlandırılması; düğün, dernek, toplantı gibi etkinliklere karşı önlem alınması gerekiyor.
Biz bu havayla eğitim sistemini nasıl sağlıklı götürürüz kara kara düşünüyorum. Sadece eğitim değil, bu ibadetler konusunda da yine tedbirler alınmalı. Cenazeler alabildiğine kalabalık şekilde gerçekleştiriliyor. Şahit oluyoruz. Bir Cuma namazında çoğu yerde ne mesafe kalıyor, ne tedbir..
Pandemi konusunda işin özeti , ‘Saldım çayıra mevlam kayıra’ havasından çıkıp etkin önlemleri hayata geçirmek gerekiyor. Yoksa yukarda da belittiğim gibi..
Biz bu havayla bu kışa girersek..
Neyse..
....
İkinci konumuz ekonomi olmalı. Turizm ve hizmetler başta olmak üzere bir çok sektörün ağır yara aldığı görülüyor.
Tamam tatilden feragat edebiliriz. Eğlenceden feragaat edebiliriz. Belki giyimden-kuşamdan feragat edebiliriz. Ama hiç birimiz yiyecekten-içecekten tasarruf edemeyiz. Bu konuda; Venezüela'lardan peynir almak projelerini bırakalım da ülkemizin zengin kaynaklarını hızla devreye sokalım.
Bırakın saray yapmayı..
Bırakın bilmem nereye duble yol yapmayı..
Bırakın millet bahçesi yapmayı..
Ekonomik ihtiyaçları karşılayacak gerçek gündemlere gelin. Hayvancılığa, tarıma, meyveye-sebzeye gelin..
Bunlar olmalı gündemin ilk sırasında..
Bana ne gidilmeyecek yoldan, girilmeyecek saraydan..
Yeni havaalanı yaptın. Mevcudu kapattın. Çok kaynak kullandın. Allah aşkına bu salgında tüm havayolları kapandı. Ulaşım kapandı. Ne işe yaradı?
Her şeyin başı ekmek ve sağlık. Ardından güvenlik..
Maslow’un ‘İhtiyaçlar hiyerarşisi’ diye bilimsel bir araştırması var. Bir okuyun lütfen..
İnsanlar, toplumlar bugün; ihtiyaçlar hiyerarşisinde dördüncü –beşinci evreden tekrar birinci –ikinci basamağı dönüyor yer yer.. Yani fiziksel ve güvenlik ihtiyaçları geldi; sevgi-saygı, ait olma, kendini gerçekleştirme gibi ihtiyaçların önüne geçti..
Ve biz hala gelmiş akşamları ekranlarda; tecavüzcü şeyhi tartışıyoruz... Cumhurbaşkanı adayı kimin olacağını tartışıyoruz. Tamam önemli de .. Bu kadar hayati sorunlarla uğraşırken, ilk gündem bunlar mı olmalı.. ?