RAKAMLARIN DİLİ

CHP’nin ekonomi kurmaylarından İlhan Kesici Halk TV’de yine doyurucu bilgiler verdi.
 Ekonomide rakamların dilini en iyi veren uzman da diyebiliriz Kesici için.
 Konuşmasını esprilerle süslemeyi, ilgi ile izlenmeyi başaran bir politikacı.
 O yüzden her konuşması rating rekorları kırıyor.
 Dün de öyle idi.
 Verdiği rakamlara batığımızda, AKP’nin ekonomi karnesi pek parlak görünmüyor.
 Damat ne derse desin, rakamlar aksini söylüyor.
 İşte Kesici’nin konuşmasından not aldığım rakamlar:
 37 yılda gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin IMF’den kullandığı para 3.7 milyar dolar.
 Üçlü koalisyon, DSP-MHP-ANAP, IMFden27.7 milyar dolar 1999 Gölcük depremi için kullanmış.
 Ayrıca ekonomik kriz için de 18.0 milyar dolar alınmış. Bunun 9.8 milyar dolarını kendi kullanmış, erken seçim dolayısıyla kalan 8.2 milyar dolarlık bölümü de AKP dönemine devredilmiş.
 AKP ayrıca 2005 yılında  IMF ile 10 milyar dolarlık bir anlaşma daha yapmış, bunun da  5.6 milyar dolarını kullanmış.
 Demek ki AKP toplam olarak 13.8 milyar  dolar IMF parası kullanmış.
 İşte, Babacan’ın parlak yıllar dediği yıllar, bu borçla elde edilmiş.
 Hani, IMF’ye borç vermiştik???
 Dolayısıyla, AKP, iktidarları boyunca tamı tamına 13.7 milyar dolar kredi kullanmış.
 Yani, geçmiş hükümetlerin dört katı.
 Dönem Başbakanlarının kullandıkları IMF paraları ise şöyle:
 Demirel dönemi: 266 milyon dolar,
 Özal dönemi: 340 milyon dolar.
 İnönü koalisyonları: 109 milyon dolar.
 Ecevit dönemi:  453 milyon dolar.
 Erdoğan hükümetleri: 13.8 milyar dolar.
 AKP döneminin ithalat ihracat tablosu da ilginç:
 2 trilyon dolar ihracata karşın 3 trilyon dolar ithalat.
 Arada 1 trilyon dolarlık fark var.
 Kesici’ye göre dönemin iktidarı hiç üretmeden 1 trilyon doları hovardaca harcamış ama elde bişey yok.
 Oysa, rahmetli Demirel, 2.5 milyar dolarla Atatürk Barajını yapmış.
 Atatürk Barajı, yapıldığından bu yana ülke ekonomisine 25 milyar dolar kazandırmış.
 AKP iktidarları boyunca dış mihraklardan alınan paralara ödenen faizin miktarı 40 Atatürk Barajı ederinde imiş.
 Ah şu rakamlar olmasa….
 Kesici’den ilginç bir bilgi daha edinmiş olduk. O da şu:
 İstanbul’un adı Atatürk zamanına kadar Kostantinopolis olarak anılıyormuş.
 Rahmetli Atatürk, İstanbul adına çevirmiş.
 Posta idaresine de talimat vermiş.
 Adresinde İstanbul yazmayan mektupları iade edin.
 Böylece 40 bin mektup iade edilmiş, İstanbul ismine böylece kalıcılık sağlanmış