Değerli Sanat dostlarım, suskunluğumun ardında yatan nedenleri saymaya kalksam sizleri yormakla kalmaz aynı şeyleri tekrar yaşayarak kendimi de yorarım.
Ülkemizin kanayan yaraları yürek yangınlarımızla birlik olup, motivasyonumuzu, enerjimizi tüketmeye devam ederken, kalem isyan ediyor, fırça renklere küsüyor, dil titriyor, kelimeler sırasını şaşırıyor…
Gayret ederek süratle pozitif enerjimi toplamaya çalışıp, yüreklerinizle yazı diliyle sohbete geldiğim bu satırlarımla sizleri selamlıyor, çığlıklaşan kelimelerimi sandığımda saklıyorum.
Sanat güzelleşmektir (Sanat Güzelliktir, Sanat icra etmek ise güzelleşmektir) demiştim önceki yazılarımda. Görüşmediğimiz bu süre zarfında giriş bölümünde atıfta bulunduğum olumsuzlukların yanı sıra sanatımla güzelleşmeye gayret ettim.
Sanatın ışığında çıktığım içsel yolculuğumda; gizlenen, yan yana gelmede zorlanan kelimeleri toparlamaya çalışarak ikna etmeye çalıştığım mısralarımla buluştum. Gündemin gölgesinde kalarak solmaya meyleden renklerimi gün ışığına çıkarmak da ayrı bir güzellikti. Canlı/ cansız her şeyde ve her varlıkta kendine has bir ritim vardır. Ben de kendi ritmimi keşifte çaba sarf ettim. Yani Sanatla el ele vererek yürümenin verdiği huzurla ruhumu demlendirdim ve huzurunuza geldim.
Sanatta; Sanatçı ve sanatçının icrasıyla bazen eser, bazen ürün ortaya koyduğu sanatı ile ilgili kısacık bir gezinti yapalım mı?
Gerçek Sanatçının dili/ izahı suskun kalır ama eserleriyle konuşur. Bu eserler bazen yaşamdayken bazen de yaşama vedadan sonra değerini bulur ya da değeri ortaya çıkar.
Sanatçı hal, durum, kültür ya da duruşuyla ortaya koyduğu ürün ya da eserlerinin gerisine düşerse çalışmaları anılsa da ismi anılma da zorlanılan bir kişi olarak kalır. İsmi zikredilse bile duruşuyla iyi bir örnek teşkil ederek anılmaz. Ki, bu yarımlık hissi yaratır.
Sanatçı durum, kişilik, hal, eylem, söylem ve davranışlarıyla eğer sanatının önüne geçerse, bu kez sanatını gölgede bırakarak örseleyen duruşuyla zararı birinci elden kendi vermiş olur. Bu durum da yarımlık hissi yaratır.
Sanatçı eğer Sanatıyla el ele, kol kola, yürek yüreğe, yan yana yürürse Sanatın güzelliklerini bir bütün halinde yansıtmış, yaşamış ve yaşatmış olur. Bu durumda Sanatın karşı konulmaz güzelliğini koruyarak taçlandırmış olur.
Örnek alınarak varlığıyla heyecanı körükleyen, erişilmeye çalışılan, ulaşılmaya uğraşılan, ürünleriyle besleyen, yücelen ve yücelten bir kimlik kazanır. Günümüzde örneklerine çok sık rastlayamadığımız adımlarını sanatıyla birlikte atan, bütünleşen Sanatçılarımızın çoğalarak değerlerimize değer katmasını, sanatın ışığını parlatmasını, sanat aşkını yaşayarak yaşatmasını diliyor, yüreğimin kırık dökük mısralarını yüreklerinizin mısralarına ekliyor, renklerimle renklerinizi boyamak için yine susmaya gidiyorum.
Bir sonraki yazı sohbetimde buluşuncaya kadar, güzel gönüllerinize Yağlı boya resmimin bir görselini, ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi ve Youtube’da yer alan bir (İnsanlarda sevgi yoktu https://www.youtube.com/watch?v=QaKz4oxs0u8 ) şarkımı bırakıyor, güzellikler diliyorum. Yüreğinizdeki sanat aşkınızın hayal kırıklıklarından uzak, sanat ışığıyla aydınlanmış gönüllerle, sevgiyle kalın. Sanatla kalın, hoş kalın, güzelliklerle çoğalın.
YÜREK YÜZÜNDE
Duysa da kulağın tüm sözlerimi
Anladın mı sandın gönül dilimi
Seyrettim yüzünün her çizgisini
Görmedim kalbinle dinlerken seni
Yoruldum ben artık sana koşmaktan
Usandı kelimeler sessiz kalmaktan
Konuşmaz ki dilin hep suçlamaktan
Duymadım kalbinle söylerken seni
Sen gibi kimseyi hiç yaşamadın
Yürek yüzünde hep maske dolaştın
Dolsa da gözlerin yaşsız ağladın
Bilmedim kalbinle özlerken seni
Sözcükler isyanla firar ettiler
Solumda mısralar sağımda renkler
Gam telinde durup siyah çizdiler
İsterdim kalbinle severken seni
Perihan KOCA
www.perihankoca.com, www.sanatinrenkleri.com, perihankoca9@gmail.com , perihan_koca@hotmail.com , Twitter , Facebook, Instagram