Özellikle şu günlerde günümüz Türkiye’sinde demokrasiden söz etmek sanırım çok da olası değil.
Bugün daha belirgin bir şekilde görülen o ki milletvekillerimiz, halkın belirlediği vekiller değil.
Halkın seçmek zorunda bırakıldığı milletvekilleri.
*
Neden böyle söylüyorum?
Geçtiğimiz günlerde AKP Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can, meclisteki söyleminde çok net bir şekilde ortaya koydu çünkü.
Ne dedi?
“Biz Cumhurbaşkanımızdan ve Genel Başkanımızdan seve seve talimat alırız.” dedi.
*
Bu ne demek?
Bu, “Bizi genel başkanımız belirledi, o ne diyorsa bizim için o.” demek.
*
Oysa Sayın Can:
“Biz, bizi buraya seçip gönderen halkımızdan seve seve talimat alırız. Halk ne diyorsa o!” demiş olsaydı, buna kimsenin bir diyeceği olur muydu?
Sanmam!
Çünkü içinde Sayın Can da olmak üzere, her birini halk belirleyip, seçmiş olurdu ki o zaman da bunun adına “DEMOKRASİ” denilmez miydi?
Denilirdi.
Ama öyle olmadı!
*
Nasıl oldu?
İsimler bir lider, ya da liderin şürekası tarafından belirlendi,
Liderin onayı alındıktan sonra isimler halkın önüne çıkarıldı.
Halk da liderler tarafından karşısına çıkarılanları, sempati duyduğu ya da üyesi olduğu partinin adayı olduğundan, parti ambleminin altına ‘Evet’ mührü basıldı ve Ankara’ya gönderildi.
Öyle olunca da halk, bir numaranın belirlediklerini seçmiş oldu.
*
Bu yalnızca ‘A’ partisinde böyle değil.
Ha! ‘A’ partisinde çok daha belirgin olmuş olabilir.
Ancak neredeyse hemen hemen -kiminde az; kiminde çok- diğer bütün partilerde de böyle.
*
Demem o ki; bizim ülkemizin demokrasisinde liderin ‘Olmaz’ dediğini -halk tercih etmiş olsa da- olamaz.
Bu da böyle bir kural.
*
Şimdi, Sayın Can’a, lideriyle ilgili, böyle bir ifade kullandığı için, çokça da kızılmış olabilir elbette.
“Demokraside biat yoktur, birey olma vardır” denilebilir.
Bu da demokrasilerin sahiden uygulandığı ülkelerde geçerlidir.
Bizde yıllardır böyle bir demokrasi olmadı ki!..
Yıllardır, liderler ne diyorsa o oldu.
Bugün de değişen bir şey yok.
Liderler sultası hep var!
O nedenle Sayın Can, böyle söylemekte haklı galiba!..