Tırlakistan’da normal bir hafta

Teknoloji milyarderi Elon Musk “insanlığın aslında bir bilgisayar oyunu içinde olduğunu”, yani Matrix’in gerçek olduğunu söyleyeli beri düşünüyorum sevgili “Dünlük”. Ve ülkemizde yaşananlar da “korkunç senaryolu, hep kötülerin kazandığı bir sürümünde olduğumuz” fikrine inanmama neden oluyor.

*

Geçen hafta önce döviz karşısında Türk lirasının değeri o kadar düştü ki, 1 dolar 18 liraya kadar fırladı. Faizlerin artırılmayacağına yönelik söylemlerle döviz füze gibi yükselirken, unutulmamak için arada kendini abuk subuk açıklamalarla hatırlatan bir ünlü eskisi “Gerekirse simit yenecek ama bu günler aşılacak” minvalinde bir şeyler zırvaladı. Dikkat edin, “Yiyeceğiz” değil, “yenecek”… Bu açıklamayı yapıp ardından lüks bir restorana gitti. Kimse de “Bu kim ki, niye her konu hakkında fikrini sormak için mikrofon uzatıyorsunuz?” demedi. Ardından bu ünlü eskisi tepki toplayınca başka bir şarkıcı eskisi “Onu eleştirenleri ısıracağını” ilan etti. Yine kimse “Buna kim, niye fikrini sordu?” demedi. Sonra hikmeti kendinden menkul bir şekilde dolar füze gibi çıktığı hızla indi. Burada anlatıp sizi sıkmayacağım yeni bir model sayesinde olduğunu okudum. Kalıcı olur mu, yaşayıp göreceğiz.

*

Geçen hafta Gaziantep’de dört yaşındaki bir kız çocuğu, bahçesinde serbestçe dolaşan iki pitbul köpeğin saldırısına uğradı. Ağır yaralı olarak kurtuldu ama eminim hayatı boyunca travmasını yaşayacak. Ben küçükken üstüme sıçrayan ama “sadece sıçrayan” kedi yüzünden hala kedilerden korkuyorum, düşünün. Sonra çok güvendiğim bir hesapta, köpeğin site yöneticisinin köpeği olduğu, saldırıya uğrayan çocuğun ise site görevlisinin çocuğu olduğu yazıldı. Şikayet geri alınmazsa işinize son verilir diye tehdit edildikleri… Ve yöneticinin, çocuğa üzülmek şöyle dursun köpeği elinden alındığı için ağladığını yazdı. Takip ettiğim kişi, “Çocuğuna üzülme ve çocuğunun hakkını arama çabası bile sınıfsal” diye yazmıştı. Bunlar henüz sadece duyumdu, gerçek olmamasını dilesem de içimde bir yan, doğru çıkacağını biliyordu.

*

Bütün bu gelişmeler yaşanırken yine bir ünlü eskisi şarkıcı, “insanlar ölsün, hayvanlar yaşasın” tarzında ve çok daha iğrenç cümlelerle çıktı karşıma. Takip etmediğim halde insanlar paylaştığı için gördüm. Ve artık şaşıramadım bile. Derken bugün, o sadece “duyum” olan şeylerin gerçekleştiğini okudum. Kızı pitbul saldırısından ağır yaralı kurtulan baba, hem işten atıldığını, hem de oturduğu daire siteye ait olduğu için evi boşaltmak zorunda olduğunu açıkladı.

*

Kötü bir şey olduğunu bile bile her gün beddua okumaktan bıktım. Ama bunun nedeni adaletin sağlanmayacağına olan inancım. Hem gelecek umutlarımı öldürdüler, hem de adalete olan güvenimi. Benim de içimde iyi ve kötü yan birbiriyle kavgada her gün. Kötü yanım diyor ki, keşke görünmezlik güçlerim olsa, ya da olağanüstü fiziksel gücüm, bu kötüleri feci şekilde dövsem. İşin kötüsü, iyi yanım bile bu fikrime bıyık altından gülüyor sadece. Yanlış olduğunu bile bile…