Döneminden günümüze hâlâ yaşayan, sevilen, dahası değeri katlanarak artan, büyüyen ve bugün de aşılamayan bir lider var: ATATÜRK…
Döneminin statükocuları, Atatürk’ü bir türlü içlerine sindirememişlerdi.
Çok sevdikleri “kulluk” rejimini korumak için, Atatürk’ten, daha Mustafa Kemal iken kurtulmak istiyorlardı.
Bakınız, onlardan biri, (bir milletvekili), Cumhuriyet kurulmadan önce, “Yunanlılardan kurtulduk. Bakalım Mustafa Kemal’den nasıl kurtulacağız?” diyordu. (Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Pozitif Yayınları, s.364)
*
Ama kurtulamadılar! Mustafa Kemal, Yunan’ı yenmekle kalmadı; statükocuların direnmesine karşın arkadaşlarıyla birlikte 1923’te Cumhuriyet’i kurdu; Türkiye’nin önünü ve ufkunu açtı. 1934’te de soyadı kanununun çıkmasından sonra Atatürk olarak Türk ve dünya tarihindeki yerini aldı.
*
Yıllar sonra biri çıktı, hayrettir ki, “Keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat kaldırılırdı” dedi.
Şimdi yaşamayan hilafet heveslisi bu gafilin yanı sıra hemen her gün birileri ortaya çıkıp Atatürk’e ya hakaret ediyor ya da onu ve yaptıklarını önemsizleştirmeye çalışıyor.
Ama başaramıyor; tersine, -istemese de- Atatürk'ün daha da büyümesine vesile oluyor.
*
Daha birkaç gün önce yine bir milletvekili çıktı, (üstelik de bir dönem kültür bakanlığı yapan biri), Atatürk’ün en büyük başarılarından biri olan DİL DEVRİMİ'ni ve açık açık CUMHURİYET'i hedef aldı. "Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” dedi.
Dünya anladı, bunlar anlayamadı, Atatürk’ü!
*
Bunlar, eski statükocuların günümüzdeki sürekleridir.
Eskileri gibi bunlar da Atatürk’ten kurtulamadılar!
Kurtulamayacaklar da…
Çünkü, Türkiye ahalisi, uygar bir ülkeyi hedefleyen ve yurttaşının hiçbirini “öteki” görmeyen Atatürk’ünün kıymetini hiçbir zaman unutmayacaktır!
Yaşasın ATATÜRK!