Türkiye Cumhuriyeti’nin; çağdaş uygarlık yolunda, akıl ve bilimin ışığında yol yürümeye başladığı tarihin yüzüncü yıldönümündeyiz.
Türkiye; TBMM’nin ilanıyla ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ denilerek yüzünü demokrasiye dönmüş, daha sonra da ard arda gelen devrimlerle asra ayak uydurmaya çalışmış; hilafeti kaldırmış, latin alfabesini kabul etmiş, karma ekonomi ile bir yandan ekonomide kişisel özgürlüklerin yolunu açarken, diğer yandan sosyal devleti de asla kenara atmamış, vatandaşların ve ülkenin ihtiyaçlarını akılcı bir yolla karşılamaya, gerçekleştirmeye çalışmıştır.
.......................
Türkiye’ye bu aydınlık yolu açan lider Mustafa Kemal Atatürk’tür. .
Biz Atatürk’ü sarı saçları -mavi gözleri için sevmedik..
Çok önemli başarılardı kuşkusuz ama;
Biz Atatürk’ü, sadece savaş meydanlarında gösterdiği kahramanlıklar için de sevmedik..
Biz Atatürk’ü en çok; aklın ve bilimin ışığında yol yürüdüğü için sevdik.
Biz Atatürk’ün;: 'Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Hayatta her şey için, maddiyat için, maneviyat için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir' sözünü asla unutmayız.
Atatürk, tüm yaptıklarını akıl ve bilimin ışığında yürüyerek gerçekleştirmiştir.
........................
Her türlü sıkıntılara rağmen ülkemiz bir büyük günün yüzüncü yılını kutluyor.
TBMM'nin 100. açılış yıldönümünde, sıkıntılarımız var ama asla umutsuz değiliz. Bu sıkıntıları da yine aklın ve bilimin ışığında aşacağız.
Yüzyıllık onur günümüz kutlu olsun..