Üniversiteye başladığımda "Hukuka Giriş" dersimize gelen ve 12 Eylül öncesinde hain bir terör saldırısında yaşamını kaybeden Hocam Prof. Ümit Yaşar Doğanay’ı rahmetle, saygıyla anıyorum.
Bazen bazı sözleri hiç unutmazsınız. Doğanay ilk derslerinden birinde şunları söylemişti. ‘Bir insanın yaşaması için soluk almak, nefes ne ise; toplumların ayakta kalabilmesi ve sağlıklı bir şekilde bir arada yaşamı devam ettirebilmesi içinde hukuk odur.” Hukuk toplumun nefes alması oluyor. Nefes alamayan bir insanın hayatı nasıl sona ererse, hukuk ve adaletin olmadığı bir toplumun da yaşamını sürdürmesi mümkün değildir. Hukuk profesörü bunları söylemişti.
Adalet gerçekten de insanlığın var oluşundan bu yana aradığı onun için büyük mücadeleler verdiği bir kavramdır. Bütün dinler daha adaletli bir toplum için gelmişlerdir. Bütün siyasi mücadeleler dahi adil bir toplum için sürdürülür. Adalet herkesin el üstünde tuttuğu bir kavramdır.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası düzenlenen demokrasi nöbetleri ile ilgili olarak bir gazeteye yaptığım değerlendirmede “Ben demokrasi nöbeti tutuyorum. Demokrasiyi savunuyorum diyen insanlara ‘Niye demokrasiyi savunuyorsun?’ diye olumsuz bakmak olmaz. Taşkınlık yapmadıktan, çevreye zarar vermedikten, başkalarının haklarına tecavüz etmedikten sonra, demokrasi nöbeti tutanlar gayet doğal bunu yapabilirler. Haktır bu” şeklinde bir yanıt vermiştim.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan-İstanbul’a başlatılan Adalet Yürüyüşü için de aynı şeyi düşünüyorum. ‘Bir insan çıkıp ben adalet istiyorum. Adaleti savunuyorum. Hak ve hukuk içinde yaşamak istiyorum diyorsa ona sen bunları niye istiyorsun diye ters bakılır mı? Adalet gibi insanlığın en önemli kavramını savunmak her vatandaşın görevidir. Taşkınlık yapmadıktan, çevreye zarar vermedikten, başkalarının haklarına tecavüz etmedikten sonra, adalet için insanlar yürüyebilirler . Haktır bu.”
Önceki gün bu yürüyüşü izledim. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile Milletvekilleri; Veli Ağbaba, Gürsel Tekin, Ali Şeker, İlhan Cihaner, Mustafa Balbay, Mahmut Tanal, CHP PM Üyesi Canan Kaftancıoğlu, Turan Hançerli, binlerce CHP’li vatandaş yürüyordu. Çevreden insanlar yürüyüşe destek veriyordu. Tek slogan atılıyordu.
Hak- hukuk- adalet.
Adalet Yürüyüşü ile CHP ne sonuçlar elde etti. Ve neler dikkatimi çekti.
1-CHP öncelikle bu yürüyüş ile Ak Parti’nin iktidara geldiği on beş yıllık süreçte ilk defa uzun süreli olarak gündemi belirlemiş oldu. On beş yıldır hiçbir zaman CHP’nin 20 günü aşan bir süreçte ülkede gündemi belirlediğini hatırlamıyorum. CHP’nin en büyük ve ilk başarısı budur.
2- CHP toplum nezdinde de Adalet gibi herkes tarafından savunulan yüce bir kavram için oldukça barışçıl bir eylemi örnek bir şekilde gerçekleştiriyor. Toplum desteği kim ne derse desin, her türlü yanlış algı oluşturma çabalarına karşın çok yüksek.
3-CHP’nin ilk kez uzun soluklu bir eylemine gençler de yüksek oranda katılım sağlayarak destek vermiş durumdalar. Bunu en son Ecevit döneminde hatırlıyorum ben. O günden bu yana CHP etkinliklerinde bu kadar yoğun genç katılımı gördüğümü hatırlamıyorum.
4-Bu eylem ile Kılıçdaroğlu için zaman zaman ‘Yeterli tepkiyi göstermiyor. Pasif kalıyor’ şeklinde eleştirilerin de üstü örtülmüş oldu. Kılıçdaroğlu artık 2019 seçimlerine CHP’nin başında lider olarak girecektir.
5-Kim ne derse dersin, Ak Parti hükümetinin kimi mensuplarından arada bir olumsuz eleştiriler, hatta kimilerinden çok ağır yorumlar gelse de , böylesine uzun soluklu bir yürüyüşün olaysız ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmiş olmasını sağlamak ta hükümet ve Ak Parti iktidarı adına olumlu bir sonuçtur. Güvenlik güçlerini de tebrik etmek gerekiyor.
Kazanan Türkiye olmuştur.
Adalet yürüyüşü ne götürmüştür peki. Bir şeyleri götürdü tabi. Başta Ak Parti’nin tek başına baskın şekilde gündem oluşturması olmak üzere; CHP’deki ataleti ve yukarda beş madde de saydığımız sonuçların tersi değerlendirme , beklenti, durum ve sonuçları götürdü.
Sonuç olarak; herkes için adalet, her kesim için adalet.
Yaşasın Adalet!