Bulgaristan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Sayın Ercan Çalışkan ile bir araya gelerek; göçmenlerin süreç içinde yaşadıklarını, sorunlarını, bugünkü taleplerini, bizlerden beklentilerini konuştuk. Ve tabi  Bulgaristan Parası Leva’daki değer artışını. Şu komünizmden- demokratik gelişmelerin yaşandığı sürece evrilen Bulgaristan'ın parasını. 

*

Söyleşi dün yayınlandı. Beklediğimden de öte ilgi gördü. Gördü çünkü süreç içinde TL-Leva ilişkisi, ve Leva’nın karşısında TL’nin nasıl değer kaybettiği çarpıcı bir şekilde ortaya konuyordu. Gazeteci Aytekin Kömürgöz söyleşiyi, ‘Sanayisi bile olmayan ülkenin geldiği duruma bak. Ülkenin ekonomik durumuna damardan ayna tutan bir söyleşi olmuş. Artık euro-dolar mukayesesini bıraktık sanayisi bile olmayan Bulgar Levası’ndaki gelişmeyi konuşuyoruz. Tebrik ediyorum” şeklinde yorumladı.

*

Başkan Ercan Çalışkan bir sorumuz üzerine; ‘Eskiden göç ederken yanımıza hiç bir şey almamıza izin vermiyorlardı. İnsanlar da ne yapsınlar gizli-saklı leva ve altın getirmeye çalışıyordu. Ancak buraya getirilen leva lar döviz bürosu tarafından alınmıyordu. At sobaya yak kağıt parçası. O zamanlardan beri Bulgaristan’a gidip geliyoruz. O zamanlar TL değerli. Şimdi tabi Leva çok değer kazandı. 1 Leva 10 TL oldu’ demişti.

*

Nereden-nereye.

Bulgaristan’ın sanayisi ne, üretimi ne? Coğrafyası ne yeraltı-yer üstü zenginlikleri ne? Boşverin Türkiye’nin tümünü Bir İstanbul şehri kadar bile yoklar diyebiliriz. 

E peki nasıl oluyor da Leva 10 TL oluyor? Nasıl oluyor da ülkemiz parası bu kadar değer kaybedebiliyor?

Nasıl, neden?

Kim sorumlu bundan?

Tamam bazı sıkıntılar yaşıyoruz ama mesela pandemi yi herkes yaşadı. Bu kadar da olur mu?

*

Bulgaristan baskıcı bir komünist rejimden demokratik bir yönetime doğru yelken açıyor, Türkiye ise; Parlamenter demokrasiden- Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sistemi diye; parlamentoyu bir çok icradan dışlamış bir sürece evriliyor.

Bulgaristan’da ekonomi akılla yönetiliyor, biz de ise ‘Gözlerdeki ışıltılarla’. Bu yaklaşımların etkisi yok mu?

Hakikaten söyleyecek, yazacak şey bulamıyorum. Ülkemiz adına, insanımız adına, bu ülkenin pırıl pırıl gençleri, çocukları adına  üzülmemek mümkün mü?