Toplum olarak bir ekonomik düzensizlik döneminden geçtiğimiz aşikar.

Düzensizlik diyorum çünkü malumunuz dolar bir türlü dikiş tutturmuyor, bir düzene oturmuyor.

Böyle olunca da tüm ekonomik ilişkiler düzensiz bir seyir izliyor.

Böyle bir ortamda; milletin derdini düşünecek, dile getirecek gazeteler maalesef bugün giderek  kendi dertleriyle baş başa kalıyor.

Geçtiğimiz gün Matbaacı ile konuşuyorum.

-Şu kadar gazete fazlam olacak fiyat nedir.?

Matbaacı:

-Fiyat şu kadar. Ama bu bugün için geçerli yarın değişebilir.

Buyrun. Bugünkü fiyatın yarın ne olacağı belli değil.

Neyse.. Gazete gönderiyorum matbaaya..

Ardından matbaacı arıyor.

-Baskı parasını hesaba yatırabilir misiniz? Kağıt almamız lazım.            

Bir kuruş matbaaya borcum olmaz.  Her ne kadar rahmetli Demirel ‘Borç yiğidin kamçısıdır’ demiş olsa da ben hayatta borç edinmeyi sevmeyen bir insanım.  Borcum olursa bir rahatsızlık çöker üstüme. Biraz şaşırdım tabi matbaacının talebine. Ama yine de hemen derhal deyip parayı yatırdım.

Yıllardır çalışırım matbaacımla. Bir defa bile böyle gazete baskıya girmeden baskı parası istememiştir.

Ya gerçekten sıkışık bir durumda. Ya da ne bileyim belki bizlerin zor duruma düşmüş olabileceğini ve bu nedenle ödemeyi geciktirebileceğimizi düşünmüş olabilir. Bilmiyorum. Ama geldiğimiz nokta burası.

Gazeteler zor günler geçiriyor.

Hele biz yerel gazetelerin gazete çıkarması o kadar güçleşti ki.. Düşünün yıllardır tüm girdilerimize defalarca defalarca zamlar geldi. Peki bizim aldığımız ilan paralarına hiç zam geldi mi? Hayır.

Üstelik biz her masrafımızı böyle yukardaki matbaa örneğinde anlattığım gibi peşin öderiz. Peki biz alacağımızı ne zaman alırız. İnsaflarına kalmış insanların. Ne zaman ödenek çıkarsa artık.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti geçtiğimiz gün kağıt sorunu konusunda bir toplantı yaptı. Sorunları toparlayıp konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletme kararı aldılar. Bilmiyorum ne sonuç çıkar.

Bizim bulunduğumuz bölgede de üç tane ayrı mesleki dernek var. Bu üç derneğin üçünün yöneticileri de henüz bugüne kadar bu zorlanan koşullarda gazetelerin sıkıntıları konusunda bir çalışma yapmış değiller.  Bir sonuç çıkar ya da çıkmaz ama en azından bu konuların konuşulacağı bir toplantı yapılabilir diye düşünüyorum.

Gazeteler zordalar. Yayıncılık iyice zorlaştı. 

Böyle bir karamsar ortamda nereye gideceğimizi de tam kestiremeden yol almaya çalışıyoruz ama gemi de su alıyor..

Dilerim Gazeteciler Cemiyetinin talepleri  Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından olumlu bir yanıt bulur.

Dilerim bu ekonomik düzensizlik bir nihayete erer..