Tamam,hadi kutlayalım..
Ama neyi?
Ve nereden başlayalım..
Ben kulağımı vicdanıma dayadığımda bu gün için yaratılan bütün kakafoninin arasından ne yazık ki açık seçik sadece, “ elbet sefil olursa kadın alçalır beşer” diyen Tevfik Fikret’in sesini işitebiliyorum.
Siz bana kötümser deyin,siz iflâh olmaz sayın beni.Değil mi ki gösterilmek istenmeyen gerçek yine etimizi bıçak gibi kesecek.Değil mi ki canımız gün be gün tekrar ölesiye yanacak,bağıracağız o zaman: Kadınlar kandırılıyor,kadınlar küstürülüyor,kadınlar kirletiliyor,daha da kötüsü her saat,her gün,her hafta her yıl ölüm ölüm öldürülüyor!
Kadın ve erkeğin toplumda üstlendiği roller açısından uçurum derecesinde farklar oluşmuş dünyada kaç ülke var acaba.Kaç ülke var ve biz o gayya kuyusunun neresindeyiz kabaca?
Yazık ve ayıp..yazık hem de çok ayıp!
OECD’nin verileri mıh gibi çakılı kalbimize,mıh gibi! Siz eğer yazdıklarıma itibar etmezseniz, % 180 olan enflasyonu %80 gösteren TÜİK verilerine de bakabilirsiniz pek tabii.Olayın vehamet boyutunu onlar dahi örtemiyor çünkü! Nitekim aşağıda alıntı yaptığım rakamların yarısı onun,diğer kısmı OECD verilerinden oluşturulmuştur.
Peki çalışma hayatının berdevam dışına itilmeye çalışılan kadınlarımız en çok nerelerde kendisine yer bulabiliyor biliyor musunuz? Yoğunluklu olarak ya yevmiyeli işçi veya tarımsal üretim alanlarında emek verebiliyorlar. Kabiliyetsizliklerinden değil..Çünkü onlara buralar bırakılmış,çünkü onların iş aş emek anlamında en büyük sığıncası buralar haline getirilmiş.Hile desise,bile isteye!
Her meslek saygındır saygın olmasına ya,kadınlarımız sadece ve en çok buna mı lâyıktırlar.
Günah ve kayıp..Günah,hem de çok yazık!
Bu satırdan aşağı doğru inerken,gelin hep beraber erkek türünün biçip diktiği deli gömleğini toplumsal roller anlamında kadınların üzerine nasıl zorla giydirdiğini görerek ilerleyelim,olur değil mi.Ama kutlamayı da ihmal etmeyelim,katiyen etmeyelim(!)
Meselâ İsveç’te 2020 yılında kadın ile erkeğin istihdam edilme oranları,kadın:%75,4-erkek:%78.8..Almanya’ya bakalım,kadın:%72.8-erkek:%80.5..Bir de verileri görece daha düşük olan İtalya’yı yazalım,kadın:%50.8-erkek:%68..şimdi çuvaldızı kenara koyup iğneyi aldım elime.Türkiye’de bu oran,kadın:%32-erkek:%50.3..
Tamam hadi kutlayalım..
Çiçekler,davullar,ziller ve en sahtesinden gülücükler hazır mı?
Örneğin eşi vefat eden kadınlarımız (eğer erkeğin emeklisi varsa) ondan kalan kuşa dönmüş üç kuruş maaş bir de devletlilerimizin inayetiyle verilen sosyal yardımlara muhtaç yaşıyorlar,biliyor musunuz?
*
ve kadınlar
bizim kadınlarımız
korkunç ve mübarek elleri
ince,küçük çeneleri,kocaman gözleriyle
anamız,avradımız,yarimiz..
*
Cins-i lâtif taifesindendirler.Öyle uygun gördük de biz erkekler,ol sebeple en çok hizmet sektörlerinde görevlendirilirler.En az ise ancak ve ancak yönetici makamıyla şereflendirilirler.Kadın dediğin elbet eder hizmet.Kadın dediğin kaburgamızın kenarından yapılma bir illet.Şükretsinler,şükretsinler! Hak yer miyiz hiç,her bir şeyimiz yerli yerindedir elbet..halis insanlarız,has adamlarız kurban olduğum
*.
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde,tütünde,odunda ve pazardaki
*
Kamu halk demek ola.Halkın yüzde ellisinin kadın olduğu yurdumda kamu kurum ve kuruluşlarında bekleriz ki kadınların yer bulması da ona göre belirlene.Olur mu?
Peh..sanki cinsine kıran gelmiş,sanki bunu hiç birimiz bilmemiş,sanki soframızdaki yeri yokluğuyla eşdeğermiş gibi! Şöyledir veri: kamusal alanda çalışan üst düzey kadın oranı %2.7-erkek:%81 olarak tesbit edilmiş efendim.
Biz bunu,seksenbir ilde bir kaç vali,üç beş albay,beş on kaymakam,belki bir o kadar emniyet vs. mensubu diye tercüme edebiliriz.
Acı ve komik..yani trajikomik!
Ekonomik katılım,fırsat eşitliğ, insan olarak kendini geliştirme,gerçekleştirme ve bütün doyumuyla yaşayabilme olanaklarından yoksundur kadınlarımız.Veriler burada,işte burada veriler.Kimse bağırsaklarından konuşmasın.Zira kötü kokuyor kişiceğizim,kötü kokuyor insan kardeşlerim.Yapmayalım.Halımız hal değil.Gidişimiz kıyamete,dönüşümüz ki mümkün değil.Kadınlar mutsuz ise bir ülkenin yüzü güler mi,hiç yüzü güler mi?
*
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
*
Bakacağımız son yer ise ele güne karşı..hepimizin hepimize karşı adaleti,eşitliği ve adı insan olan canlının hakiki manada tezahürü olması gereken yapıdır.Acaba öyle mi? Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadın temsili: kadın %17- erkek %83 diye ölçülmüştür..
Şimdi siz bütün bunları uyum,ahenk,adalet,eşitlik,saygı,sevgi,iyiniyet,başarı bağlamında kutlamaya değer buluyorsanız,kutlayınız..kutlu olsun.
Ben söyleyeceğimi akıl hem dahi vicdan sahiplerine söyledim zaten..