Yaklaşık 25 yıl önce, "İSLÂM YÖNETİME TALİP OLMAKTAN VAZGEÇMELİ" başlıklı bir yazı kaleme almış ve bunu tanınmış bir muhafazakâr arkadaşın dergisine göndermiştim.
Yayımlanmıştı.
Bu arada, "SİYASAL İSLÂM"dan söz ettiğimizde, bazı muhafazakârlar, "NİYET OKUMA" karşılığını veriyordu. Ama belli ki, niyetleri buymuş, takiye yapıyorlarmış... Nitekim, sonunda SİYASAL İSLÂM iktidar oldu.
*
O zaman NİYET OKUMA diyenlerin, bir iki istisna dışında, gıkı çıkmıyor. Hepsinin keyfi yerinde. İyi de para kazanıyorlar. Altlarında lüks arabalar, cipler!
Servet ve israf denizinde yüzüyorlar!
Ama sokakta karşılaştıkları birine Allah'ın selâmını bile vermiyorlar!
*
Yeni bir zengin tipi türedi!
Gösterişi de seviyor bunlar!
Ama kültürel açıdan çok yoksunlar.
Açlar demedim, çünkü, bazı istisnalar dışında böyle bir arayışları da yok!
Gelsin ihaleler, kazanılsın cukkalar!
*
Herkes bilir ki, devrimci solcular para pul işine pek itibar etmezler!
Onlar için halkın kazanımı ön plandadır.
Geçmişte yaşananları herkes biliyor: Özellikle 68 Kuşağı'nın gençleri halk için verdikleri mücadelede canlarını bile verdiler.
"Efendim sağcılar da can verdi" demeyin. Onların görevi, solcuların, özellikle de komünistlerin önünü kesmekti.
Ama onlar da sonradan, dönemin derin devleti tarafından kullanıldıklarını anladılar.
*
Ben yıllar önce söylediğimi, yazdığımı tekrarlıyorum:
"İSLÂM, YÖNETİME TALİP OLMAKTAN VAZGEÇMELİ"dir.
Aksi hâlde huzur bulmamız mümkün değildir.
Zaten, İslâm adına uygulananların neredeyse hiçbiri İslâmî değildir.
İslâm ülkelerinin hepsinde Allah'ın İslâm'ı değil, o ülkedeki egemen gücün İslâm anlayışı uygulanmaktadır.
Bunun bir tek istisnası yoktur.
Bizdeki de istisnaî değildir!