Haberi ilk duyduğumda inanın resmen ‘şok’ oldum. Ülkeni böyle bir duruma sokmaya hiç kimsenin hakkı yoktur diye düşündüm. Kendimi İçişleri Bakanı, ardından Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Daire Başkanı, Uluslararası İnsan Kaçakçılığı ile ilgili ilgilenen tüm Emniyet birimlerinin yetkililerinin yerine koydum.
Ve onların yerinden bakarak şöyle düşündüm.
-“Kimi belediyelerimiz ‘Gri pasaportla’ resmen insan kaçırmışlar. Bunlar benim her gün takip ettiğim, yakaladığımda göz altına alıp ilk soruşturmayı yapıp savcılığa sevk ettiğim TCK 79’a giren uluslararası insan kaçakçılığı suçu kapsamına giren suçu işlemişler.
Derhal soruşturma başlatmalı ve en azından soruşturma bitine kadar bu başkanlar açığa alınmalı.”
Nitekim İçişleri Bakanlığı; Malatya Yeşilyurt, Balıkesir Gömeç, Burdur Yeşilova, Yozgat Yerköy, Urfa Suruç, ve Ordu Korgan belediyeleri hakkında soruşturma başlattı. Ama başta Malatya Yeşilyurt Belediye Başkanı olmak üzere bu konuya karıştığı iddia edilen tüm başkanlar görevde. Soruşturmanın selameti açısından bu başkanların soruşturma bitene kadar açığa alınması gerekir diye düşünüyoruz.
Öte yandan Savcılık soruşturmaları varmıdır-yokmudur henüz bilmiyoruz.
Olay patlak verdikten sonra Almanya’da ikamet eden ve bu ülkenin ne yapacağına ilişkin görüş belirtebilecek bir arkadaşla konuştum. ‘Erhan, benim bildiğim Almanya bu işe dava açar. Belge-bilgi topluyorlardır’ yorumunu yapmıştı. Aynı kanıdaydım. ‘Umarım bu kaçakçılık uluslararası bir skandala yol açmaz’diye düşünüyordum.
Ve bugün gelen haberlerle Almanya’nın harekete geçtiği ortaya çıkıyor. Sözcü’de yer alan habere göre, ‘Gri pasaportlular için gözaltı’ emri veriliyor. Evrensel’de yer alan habere göre de; İnsan kaçakçılığı için başlatılan soruşturma sonucu davaya dönüşüyor.
Ülkemizi böyle bir durumla karşı karşıya getirenler cezasını çekmeli. Aklın kabul edebileceği şey değil.
TCK madde 79 ve Gerekçesi
Türkiye Cumhuriyeti Türk Ceza Kanunun 79.,ncu maddesine göre, Uluslararası insan kaçakçılığı "doğrudan, doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan bir yabancının ülkeye sokulmasına veya ülkede kalmasına imkân sağlanması ile birlikte Türk vatandaşlarının ya da yabancıların yurt dışına çıkmasına imkân sağlanması" şekillerinde gerçekleşen bir suçtur.
İnternetten hepinizin rahatlıkla ulaşabileceği İlgili madde şöyle.
Göçmen kaçakçılığı
Madde 79- (1) Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan;
-
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan,
-
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan,
Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 22/7/2010 – 6008/6 md.) Suç, teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi, tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) (Ek fıkra: 22/7/2010 – 6008/6 md.) Suçun, mağdurların;
-
a) Hayatı bakımından bir tehlike oluşturması,
-
b) Onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi,
hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır.
(3) Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(*) 22/7/2010 tarihli ve 6008 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle bu maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere yeni bir fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
TCK MADDE 79 gerekçesi :
Maddenin birinci fıkrası göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturan seçimlik hareketler tanımlamaktadır. Tanıma göre, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollarla bir yabancıyı ülkeye sokmak veya ülkede kalmasına imkan sağlamak ya da Türk vatandaşı veya yabancının ülke dışına çıkmasına imkan sağlamak, seçimlik hareketli suç olarak tanımlanmıştır.
Bu itibarla, yasal olarak yurda girmiş olmakla beraber, Türkiye’de sürekli olarak oturmalarına yetkili mercilerce karar verilmemiş yabancıların ülkede kalmalarına imkan sağlamak da, bu suçu oluşturacaktır.
Suçun manevi unsuru, fiilin “doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddî bir yarar elde etmek maksadıyla” işlenmesidir. Suçun oluşması için, bu maksadın varlığı gerekli ve yeterlidir; ancak menfaatin elde edilmiş olması gerekmez. Bu unsur, suçu örneğin terör maksadıyla bazı kişileri ülkeye sokmak fiillerinden ayırmak olanağını vermektedir. Kaldı ki, bu suçta asıl mağdurlar, çaresizlik ve yoksullukları nedeniyle kendilerine bir ekmek kapısı açmak için çırpınan insanlardır.
İkinci fıkrada, göçmen kaçakçılığı suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezaların yarı oranında artırılması öngörülmüştür.
Maddenin son fıkrasında, bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında da bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı öngörülmüştür.