Türkiye’nin bir genel sorunudur. Deniz kıyılarını, hazine arazilerini yağmalamak. Nerde bir boşluk, ya da iyiniyet var kesinlikle suiistimal ederiz. Boşuna denmemiş “Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir” diye.. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar birkaç yıl önce Selimpaşa sahilde bir güzel düzenleme çalışması yaptı. Kadir Has Üniversitesi’nin sahil kıyısına boydan boya yürüyüş yolu yaptı. Yol ile kumsal arasına ise on on beş metre genişliğinde çim alanlar. Ardından kumsal ve deniz. Güzel bir çalışma oldu. İstanbul’un gürültüsünden-patırtısından bunalanların nefes almak için rağbet ettikleri en yakın yerlerden biridir Selimpaşa. Şirin bir sahil kasabasıdır. Rumlardan kalma tarihi binaları, ahşap evleri, henüz tam bozulmamış kasaba kültürü, yapsatçıların işgaline uğramamış arazileri ile nefes alınacak bir yerdir Selimpaşa. Bu belde özellikle Cumartesi ve Pazar günleri İstanbullunun akınına uğrar. Deniz suyu temiz, sahilleri güzeldir. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar sahilde yaptığı düzenleme sonrası buraların güvenliği, temizliği gözetilsin, gezmeye gelenlerin; çay, kahve, su ihtiyacı karşılansın diye dört-beş tane küçük büfenin yapılmasına izin verdi. Sonra da hikaye bildiğiniz gibi gelişti. Büfeler kanserli hücre gibi yayılmaya başladı. Önce yanlara bir iki sandalye, masa.. Daha sonra çimlerin üzerinin işgali.. Ve zamanla kumsalın işgali. Yetmedi. Büfelerin yanına yeni kapalı alanlar. İnsanların popolarını koyacak bir metrekare yeşil alan bırakmayacak kadar iştahlılar. Babalarının malı dersin. Kimi ağacı kafasına göre kesiyor. Kimi yeşil çim alanları kafasına göre düzenliyor. Kimi kumsalı işgali ediyor. Artık Selimpaşa ahalisi söylenmeye başlandı. Şikayetler Başkan Özcan Işıklar’a kadar uzandı. Işıklar’ın bu işgalleri bu yaz kesinlikle son vereceğine ilişkin bilgileri birkaç ay önce edindik. Bize verilen bilgi doğru çıktı ve Silivri Belediyesi geçen hafta büfelerin yanına yapılan kapalı alanların yıkılmasını tebliği etti. Hepsi de yıktılar. Doğrusu biraz bozulmuşlardı büfe işletmecileri ama belediye baştan sona haklıydı. Vatandaşlar belediyenin aldığı tedbirlerden memnun ama bu tedbir yeşil alanların işgali için de uygulanmalı. Bu kadar geniş alanları neden işgal eder bu büfeler. Belediye bu sahil boyundaki yeşil alanları bu dört-beş büfeci için mi yaptı? Halk için mi yaptı. Tamam olsunlar ama her şeyin de bir sınırı var. Aslında olması gereken nedir biliyor musunuz? Böylesi sahil alanlarını belediyelerin kendilerinin işleteceği sosyal tesisler yapması. İBB bunları yapıyor. Ancak ilçe belediyelerinin böyle yetkisi yok diye biliyorum. Belediyeler işletse hem vatandaş daha ekonomik hizmet almış olacak. Hem de kamunun arazileri böylesine işgallere yol açmayacak. Son günlerde art arda KHK’lar yayınlanıyor. Bir KHK da bu sahillerde, sahil boylarında belediyelerin sosyal tesis kurmasına izin verilmesi için çıkarılsa çok iyi olacak diye düşünüyorum. Bu arada ek bir iki olumsuz durumdan daha söz etmek gerekiyor konu sahil olmuş iken.. Sahillerde yürüyüş yolları trafiğe kapalıdır. Ama bu kurala sık sık uyulmuyor. Özellikle motosiklet ile hız yapanların kesinlikle önüne geçilmeli. Bir de çöp toplayıcıları. Çöp toplama sabah saat sekize kalır mı? Geçen gün birine rastladım. Tozunu dumana katan bir hızla burnunuzun kemiğini kıracak kokuyla yürüyüş yoluna daldı. Sabah sabah yürüyüşe çıkmış bir çok insan burnunu tutmaya başladı. Saat olmuş sekiz. Çöp toplama işi saat sekize kalır mı? -Niçin bu saate kalıyor bu çöp toplama işi saat sekiz olmuş? diye sordum kamyon çalışanlarına.. Aldığım yanıt. ‘Ne geç kalması gece üçten beri çalışıyoruz.” İyi de vatandaş senin gece kaçtan beri çalıştığını düşünmezki. Sen pis kokular yayan bir kamyonla o saatte yürüyüş yoluna dalar çöp toplamaya başlarsan, vatandaş ta durumdan rahatsız olur. İlgilisinin bilgisine duyuralım istedik.