Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Suriye’deki mevkidaşlarıyla Moskova’da görüştüler. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Esad ile görüşebiliriz’ dedi. Bu gelişmeler, Suriye’deki krizin çözülmesi adına doğru adımlar. Umarız başarıya ulaşır.

*

Türkiye son on yılda dış politika en sorunlu süreci Suriye’deki gelişmelerle yaşadı. Suriye’deki gelişmeler hiç kuşkusuz en büyük sıkıntıyı, zararı bize verdi. Milyonlarca insan geldi ülkemize. Binlerce askerimiz oralarda mücadele verdi, bir çok askerimiz şehit düştü. Can kaybımız var. Maddi kaybımız var. Kaybımızın haddi hesabı yok.

Suriye’deki gelişmeler en çok Türkiye’yi etkiliyor kuşkusuz. Seyirci kalması mümkün olmuyor. İlk başlarda Suriye de Esad rejiminin gitmesinin sorunları çözebileceği düşüncesinden hareket edildi. Bu yanlıştı. Esad’ın orada gitmeyeceği belliydi.

Birincisi; Rusya açıkça Esad’tan yana tavır almış ve Suriye içerisine askerini konuşlandırmıştı. Irak’ta Saddam yönetimine böyle bir destek verilmemişti. Libya da Kaddafi’ye de böyle bir destek yoktu. Ama Esad’a vardı.

İkincisi; Özellikle Libya’da ABD Elçiliğinin basılıp görevlilerin katledilmesinden sonra ABD’nin Ortadoğu politikasında bir yeniden düşünmenin ortaya çıkacağını beklemek gerekiyordu. Çünkü radikal hareketler dönüp dolaşıp gelip kendisini vuruyordu.

O gelişmeden sonra dile getirilmese de Suriye politikasında Esad’a yönelik bir değişimin izleri görülmeye başladı.

*

Türkiye son dönemde Suriye politikasını sil baştan değiştiriyor. Önce istihbarat servisleri araclığıyla sürdürülen ikili görüşmeler, kısa süre öncede Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile MİT Başkanı Hakan Fidan’ın mevkidaşlarıyla Moskova’da görüşmeleriyle en üst seviyeye çıkarıldı.  Artık geriye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın görüşmesi kalmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Esad ile görüşebiliriz’ diyerek buna da kapıyı araladı. Bütün bunlar ülkemizi derinden etkileyen Suriye’deki sorunun çözülmesi için çok doğru adımlardır. Umarız başarıya ulaşır.

Umarız başarıya ulaşır da, ülkemizi ekonomik, siyasal olarak çok büyük bir yükün altına sokan sıkıntıdan yavaş yavaş olarak ta olsa çıkmaya başlarız.