Kartalkaya’da otel yandı, yangında 78 canımızı kaybettik. Kapısında ‘‘Turizm Bakanlığı Denetimindedir’’ yazıyor.

Otelin yönetim kurulu başkanı,  “Otelin denetimlerine Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolörleri gelir. Otelde denetim yaparlar. Kültür ve Turizm Bakanlığının yetki verdiği FQC Global Danışmanlık AŞ ile denetim yönünden her yıl sözleşme yapıyoruz. Bu şirket en geç 2 yılda gelip yangın, güvenlik, hijyen ve her yönden otelin denetimini yapar. Denetim neticesinde düzenlediği rapora istinaden bize Sürdürebilir Turizm Belgesi’ni vermektedir. Bu firma Bolu’da da faaliyet göstermektedir. Yetkilisinin ismi belgenin üzerinde yazılıdır’’ diyor.

Buna rağmen…

Denetim yetkisini ihmal edenler (kurum, kişi) aranıyor. Yetkililer yetkisiz, sorumlular sorumsuz gösterilmeye; onların yerine de yetkili ve sorumlu bulunmaya çalışılıyor gibi…

İddia odur ki, istendiği şekilde rapor yazmayan ilk bilirkişi heyeti ‘‘bilmezkişi’’ ilan ediliyor, hazırladığı rapor ‘‘korsan’’ olarak nitelendiriliyor.

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'teki “Projeler; ilgili belediye itfaiye birimlerinin uygun görüşü alındıktan sonra, ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır” ifadesi…

Tam 13 yıl önce, “Projeler; ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır” diye değiştiriliyor.

Yanan otel ile benzerleri üzerinde hiçbir denetim yetkisi kalmayan belediye ve itfaiye görevlisi tutuklanıyor.

xxx

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ', ‘‘Cumhurbaşkanına hakaret, halkı kin ve nefrete sürükleme'’ suçlamalarıyla tutuklanıp Silivri Cezaevi’ne konulunca, destekçileri cezaevi karşısında özel bir araziyi kiralayarak çadır kurmuş ve nöbet eylemi başlatmıştı.

İstanbul Valiliği, nöbetin beşinci gününde jandarma zoruyla çadırı söktürmüş. Zafer Partisi yetkililerinden Mustafa Gündoğdu, kurdukları çadırın "tünel kazarak Özdağ'ın kaçırılabileceği gerekçesiyle" kaldırıldığını söylüyor.

xxx

Sanat dünyasının dizi ve sinema filmi ayağında ‘‘tekel oluşturulduğu’’ iddiasıyla başlatılan soruşturma, 12 yıl önceki Gezi Parkı Direnişi davasına bağlanıyor. Tekelleşme iddiasının baş şüphelisi olarak gözaltına alınan menajer, ‘‘Gezi Parkı eylemlerinin planlayıcılarından olduğu’’ gerekçesiyle gözaltında tutulmaya devam ediliyor.

Ardından da menajerin birlikte çalıştığı sanatçılar ifadeye çağrılarak, ‘‘eyleme yönlendirme ile mi yoksa kendi iradeleri ile mi gittikleri’’ soruluyor…

Mizah desem değil. Devlet ve ciddiyet açısından bakıyorum, bir çerçeveye, kaideye oturtamıyorum. Şaşkınım!

Kolumu birkaç yerinden morartana kadar sıktım; bunlar gerçek mi yoksa uykuda kabus mu görüyorum diye. Değil! Canım acıyor.

Ama kolumdaki çimdik yerlerinden değil, daha derinden gelen bir acı yakıyor canımı…