Hava soğuk. Seçim gündemi sıcak. Hava soğudukça o gündem daha da bir ısınıyor. Ters bir orantı var ikisinin arasında bugünlerde. Mart sonu ülkeme bahar gelecek. Seçim sonuçlarıyla da umarım bahar gibi; insanın içini ferahlatacak, umutlarını yeşertecek sonuçlar oluşur, doğru-düzgün, iyiden yana, insanları ayırmayan, ayrıştırmayan, canlıları, doğayı seven, özellikle; yoksulu-sessizleri unutmayacak adaylar seçimleri kazanır.
24 Kasım Yerli Malı Haftası’nı da geride bırakalı nerdeyse bir ay oluyor ama yine de bugünlerde ‘Yerli-İthal’ tartışması seçim gündeminin baş köşesindeki yerini koruyor.
Hiç o yana-bu yana bakmadan; darılmasın dışardan, uzaklardan gelip aday adayı olanlar, aday olmak isteyenler ama biz hangi parti olursa olsun yerelde, ilçelerinde aylardır, yıllardır emek verenlerin aday gösterilmesinden yanayız.
O parti-bu parti farketmez. Her insan kendine yakın olanı ister. Hemen aklıma geliyor. “Göz kimi görür ise gönül onu severmiş.”, ‘Yakın komşu uzak akrabadan daha faydalıdır’, ‘Bilmediğn yoğurdu bildiğin ayrana değişme” gibi sözler yakın olanın, tanınanın uzaktakilere göre tercih edildiğini, edilmesi gerektiğini ifade eden iki söz.
Seçimde de öyle. Ben ulaşamadığım, kapısını çalamayacağım, gördüğümde halımı hatırımı sormayacak, sorunumu iletemeyeceğim insanları niye tercih edeyim. Dolayısıyla ilçelerde vatandaşlar kendine yakın, kendi ilçesinden aday istiyor. Haklı da.
Hal böyle iken bugünlerde özellikle Ak Parti kanadında ‘Aday dışardan olacak’ beklentisi, söylentileri bizleri, doğal olarak ilçelerinden emek veren partilileri de diken üstünde tutuyordur. Hadi komşu ilçe yanındaki çok uzak olmayabilir, komşudur dersin sineye geçersin de, o ilçeye nerdeyse hiç uğramamış insanların isimlerinin geçmesi de çok tuhaf, garip, kabul edilebilecek bir şey değil.
Avcılar hala AK Parti ve CHP için muamma. Avcılar CHP için hala Handan Toprak Benli, Turan Hançerli, Erhan Bozan, Dr.Murat Arslan adı hala ön sıralarda. Bir süpriz de olabilir mi. Olabilir. Ak Parti’de ise Dr. Gürhan Bilgiç ile Dr. İbrahim Ulusoy adları öne çıkıyor.
Esenyurt’ta Ak Parti cenahında Ali Murat Alatepe; son bir yıldaki halkı kucaklaması, olaylara pozitif ve akılcı yaklaşımı, ‘Yüksek binalara karşıyım. Ayrıca yüksek bina yapacak yer de kalmadı zaten’ gibi sözlerle dobra bakışı ile daha bir sıcak ilişki kurdu. Doğal olarak burada Ak Parti’de Alatepe Ak Parti için öne çıkan aday olarak duruyor. Dışardan gelecek bir adayın Ali Murat Alatepe kadar şansı olmaz.
CHP kanadında ; Kemal Deniz Bozkurt, Seyfettin Başkan, Dilek Koçak Esenyurt'un içinden adaylar. Keza Tuncer Marangoz da öyle: Ancak bunların yanında örneğin bir Tonguç Çoban’ın adı sık dile getiriliyor. Hatta giderek Gürsel Tekin’in bile adını ileri sürenler var. Doğrusu Esenyurt adaylık konusunda hakikaten muamma.
Beylikdüzü CHP’de düğüm çözüldü. Mehmet Murat Çalık CHP’nin adayı oldu. Ak Parti’de ise düğüm sürüyor. Başkan Ekrem İmamoğlu’nun İBB Adayı olması AK Partili adayları biraz daha umutlandırmıştır kuşkusuz. Burada da ithal aday ismi az da olsa söz konusu. AK Parti cenahında aday adayları içerisinde Vehbi Orakçı Beylikdüzü’nü en iyi bilen birisi. Yaklaşık 30 yıldır Beylikdüzü’nün içinde, Belediye Başkanlığı yapmış, burada iş yapan, hayır hizmetlerini sürdüren, halkla iç içe, çarşı da pazarda, hastanede, evde bir isim. En iddialı aday adayı Orakçı gözüküyor. Onun yanıda Velittin Küçük’ün de adı geçiyor. E o da belediye başkanlığı yapmış, Gürpınar’da yaşayan bölgenin tanıdığı bildiği bir isim. Bu arada çiçeği burnunda ilçe başkanı Mustafa Necati Işık’ın da adı zikrediliyor. Ama Işık'ın bana göre şu ana kadar başarılı bir ilçe başkanlığı yürüttüğünü söylemek bile tartışılır. Başkaları olumlu görebilir ama benim görüşüm böyle.
Büyükçekçekmece’de CHP’nin Adayı Dr. Hasan Akgün. Deneyim, tecrübe, birikim deyince belediyecilikte Türkiye çapında ilk akla gelen isim. Son iki seçimi biraz zorlanarak kazandı doğru ama. Hala her seçimin favorisi. Karşısına kim çıkarsa çıksın işi kolay değil. İthal bir adayın işi ise baştan şinanay. Akgün böyle bir durumda seçim sonunu beklemeden kurbanları keser.
Çatalca an itibarıyle çok karışık. İyi Parti CHP’den , MHP’de Ak Parti’den bu ilçeyi istemiş. Özellikle İyi Parti bayağı bayağı istiyor burayı. İttifak olarak başvurmuş aday adayları bile var. İsmail İp ittifak adayı olarak İyi Parti’den aday olmak ister mi bilmiyoruz. Ama böyle bir gelişme yaşanır ise ismi mutlaka gelir diye düşünüyoruz. Ak Parti kanadında Mesut Üner öne çıkıyor. Onu Ahmet Rasim Yücel takip ediyor. Bakalım görelim. CHP’de ise elbette Cem Kara hala tartışmasız aday.
Silivri’yi ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Burada gündeme fazla girmemeye kendi kendime söz bulmuş bulunuyorum. Zaten yazan yazana. Değil aday adayları; Silivri’de gündemi takip etmeye kalkan gazetecilerin bile gelişmelerden tavan yapmaya başladı. Hatta öyle tavan yapmaya başladı ki, iş uzadıkça, benim kabul etmediğim eleştiriler, yıpratmalar, yakışıksız yakıştırmalar bile gündeme gelmeye başladı.
Şunu demek istiyorum Silivri için. Arkadaş hiç kimse bir diğerini tutmak zorunda değil. Herkes istediğini beğenmek, istediğinin tarafında olmakta özgür. Bu doğal hakta ayrıca. İnsanlar rakiplerini; eleştirebilir, açığını bulup gündeme getirebilir, aday olmaması için her türlü çabayı da gösterebilir. Bunlar gayet doğal şeyler. Ama hiç kimse bir başkasının doğal haklarına da saldıramaz. Hakaret edemez. Mesnetsiz, kaynaksız, sahibi belli olmayan iddialarla kimseyi suçlamayaz. Beklentilerin uzatmalara kaldığı, dolayısıyla sinirlerin gerildiği bu anlarda biraz bu konulara dikkat edilirse iyi olacaktır diye düşünüyorum.