Merhaba sevgili “Dünlük”… Seninle çoktandır düzenli dertleşemiyorum. Ama bugün içimi dökmem gerek…

Buse Naz Çakıroğlu, Şennur Demir, Hatice Akbaş ve Busenaz Sürmeli… Bu dört kadının adı “Kadınlar Boks Şampiyonası’nda bir günde dört şampiyonluk” başlıklı haberde geçiyor. 

Zehra Çiçek, Nurel Türkmen, Şule T. ve Serap Bor isimleri ise “1 günde 4 kadın cinayeti” başlıklı başka bir haberde… Bunlar haber akışıma arka arkaya düşünce üsttekine sevinemedim bile…

Zehra Çiçek’i, Aydın’da boşanma aşamasındaki erkek, Nurel Türkmen’i İzmir’de ayrıldığı erkek, Şule T.’yi Diyarbakır’da boşanma aşamasındaki erkek, Serap Bor’u Eskişehir’de boşandığı erkeğin azmettirmesiyle oğlu öldürdü!

Aileleri tarafından “alemlerin kralı” olarak yetiştirilen, her istediği -başkalarının canı yanması pahasına- yapılan erkekler, boşanmayı kendine yediremiyor. Evli kalıp fiziksel ve ruhsal işkencelerine devam etmek istiyor. Bu olmayınca da kadını öldürmeyi hak görüyor. Çünkü küçüklüğünden beri ne isterse yapabileceği öğretilmiş. Empati duygusu gelişmemiş!

İnsan karınca yuvasının üstünden geçerken bile tedirgin oluyor, acaba görmeden ezdim mi diye… Ama dediğim gibi, insan! Oysa, adalet sistemindeki bozukluk yüzünden her gün onlarcasını duydukları “Öldürdü ama tahliye edildi”, “Öldürdü ama beraat etti” haberleri sayesinde cinayet bu erkekler için çocuk oyuncağı oluveriyor. Aldıkları bir can ama ne gam! Hele de kravat takmayı biliyorlarsa, mahkemede iyi hali görülüveriyor! Ölen kadına atılan iftiralarla “kahraman” olması bile olası! 

*

Ben de isterdim çiçek böcek, dünya çok güzel bir yer yazıları yazmayı… Ama adaletin işlemediği, daha doğrusu sadece fiziksel ve parasal olarak güçlü olana işlediği yerde, bu yazıları yazmak insanın içinden gelmiyor. Bulduğu iki üç moral verici haberin sevincini bile süremiyor.

Neyse bu hafta da derdimi denize döker gibi sana döktüm “Dünlük”… Belki bir dahaki sefere güzel bir şeyleri paylaşmak için buluşuruz.