Tv kanallarının birinde muhabir, kara takkeli, kara sakallı bir vatandaşla konuşuyor.

Vatandaş, mevcut iktidardan dert yanıyor.

“Bu durumda oyunuzu kime vereceksiniz?” sorusu karşısında alınan cevaba bakar mısınız?

“Kime verecem? Elbette ki AKP.”

“Hem şikâyet ediyorsunuz, hem oy veriyorsunuz?”

 “Kime oy verim? CHP’ye mi verim?”

“Olamaz mı?

 “Olmaaaz”

“Neden?”

“Çünkü ben Müslümanım!”

*

Anlaşılıyor ki, AKP’ye oy vermeye devam edenlerin büyük çoğunluğu aynı kafada.

Hem karşı çıkıyorlar, hem oy veriyorlar.

Müslümanmış!

*

Müslümanlığın nasıl bir din olduğunu Kur’andan öğreniyoruz:

“Kul hakkı yemeyeceksin.”

 “Hırsızlık yapmayacaksın.”

 “Emanete hıyanet etmeyeceksin.”

 “Yalan söylemeyeceksin.”

“Emaneti ehline vereceksin.”

 Bu ahlâki ve akli kurallar, İsâm dininin şartları içinde uzayıp gider.

 Ama adam, bütün olumsuzluklara rağmen, dinin reddettiği bütün olaylara rağmen duruşunu bozmuyor.

 CHP’yi İslam karşıtı bir parti olarak görüyor[MNG1]  halâ.

Uzun yıllar buna inanmış veya inandırılmış.

Yaptığı tercihin olumsuz sonuçlarının bütün milleti mutsuz kıldığını düşünmüyor.

Tercihiyle buna sebep olduğu için kendisinin sorumluluğunu aklına bile getirmiyor.

“CHP’ye oy vermezmiş, çünkü Müslümanmış!”

Kur’an kurslarında çocuklara tecavüz eden ahlâksızlar da kendilerini Müslüman olarak tanımlıyordu.

Hırsızlara, kul hakkı yiyenlere söz söylesen; onlar da aynı savunma ile karşı çıkarlar.

Dönemin Aile Bakanı “bir kerecikle bir şey olmaz.” demedi mi?

Aynı dönemin Adalet Bakanı “Çocuğun kendi rızasıyla olmuş” diyerek bu sapıkları savunmadı mı?

CHP Genel Başkanı’na bakıyoruz; her bakımdan dürüst bir insan olarak tanınıyor.

 Ama, farklı bir mezhepten.

Geldiğimiz yere bakar mısınız?