Geçen hafta bu sitede (Durum) ilginç bir haber yayınlandı; dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.
Haberin konusu; Büyükçekmece Belediye Meclisi’nin aldığı, çevre ve şehircilik açısından örnek ve önemli iki karardı. Kararlardan biri leyleklerin, diğeri ilçe sakinlerinin hayatlarıyla ilgiliydi.
Büyükçekmece göçmen kuşlar, özellikle de leylekler için önemli bir üreme ve konaklama alanı. İşgüzar bir vatandaş, bir elektrik direğindeki leylek yuvasını, dükkanının önünü ve çevreyi kirlettiği gerekçesiyle kaldırtıyor.
Olay belediyeye intikal ediyor. Başkan Dr. Hasan Akgün düğmeye basıyor ve Belediye Meclisi örnek ve önemli kararları alıyor.
Kararlara göre bundan böyle…
- Büyükçekmece sınırları içinde yapılacak olan dört kat ve daha aşağı yükseklikteki yapıların (haberde villalar diye yer aldı) çatılarına mutlaka leylek yuvası monte edilecek. Aksi halde yapı kullanım izni (iskan ruhsatı) verilmeyecek.
- 10 dönüm ve üzeri büyüklükteki parsellere yapılacak olan sitelerde mutlaka deprem konteynırı bulunacak. Deprem konteynırı olmayan sitelere de yapı kullanım izni verilmeyecek.
Deprem halinde hızlı müdahaleyi sağlamak için bu karar alınıyor.
Başkan Akgün, leylek yuvasının villa çatılarıyla sınırlı olmadığını, başka yuva yerlerinin de belirlendiğini de söyledi.
*
Haber, Hollanda’daki çevreye duyarlılık adına gördüklerimi anımsattı. 2022’de Alkmaar şehrinde bir taksinin kaputuna martı yuva yapmış, yavru çıkıp uçana kadar taksi bağlanmıştı. Ayrıca hastalık nedeniyle ilçede martı sayısı azaldığı için uygun çatı ve cephelere yuva yapmak dahil bir dizi önlem alınmıştı.
Yine yaban hayatı için parklarda vahşi alanlar bırakılması, zor durumda hayvanların sığınması için bazılarında kesilmiş dallardan yığınlar oluşturulması dikkatimi çekmişti. Bir de pek çok parkta gördüğüm, bizdeki arı kovanı serenlerine benzeyen böcek yuvaları çok ilgimi çekmişti…
Büyükçekmece Belediyesi’nin kararları, çalışmaları çevreye ve insan hayatına duyarlılıkta örnek olur da ‘‘eller aya biz yaya’’ demekten kurtuluruz belki.