CHP Avcılar eski İlçe Başkanı Musa Sertel, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na açık mektup yayımlayarak ‘Acilen parti içi demokrasiyi işleyişi işler kılacak bir tüzük kurultayının toplanmasını’ istedi. Sertel’in mektubu şöyle:

"Sevgili genel başkanımız, kinci tur seçimlerinden sonra yaşananlar maalesef yürek yakıcı. Seçimi kazansaydınız size en fazla methiye düzecekler, maalesef bu gün

değişim diye istifanızı istiyor. İşin en kötü tarafı da kendilerine ben demokratım, aydınım diyen bazı gazeteci ve TV. Program yapımcıları seçimde dönen dolapları, çevrilen filmleri görmezlikten gelerek tüm gündemi CHP ve Kılıçdaroğlu üzerine kuruyorlar. Zaten mevcut iktidarın istediği şeyde bu. Zamlar, kurlardaki artış,

geçim sıkıntısı değil CHP konuşulsun.

CHP konuşulsun ve birbirine düşlsünler ki, onlar da büyük şehir belediyelerini rahatlıkla alsınlar. Bankamatik kadrolarını ve tarikatları onların bütçelerinden beslesinler.

Ben konjektürün genel başkanımızın Cumhurbaşkanlığı adaylığına uygun olmadığını, Sayın Kılıçdaroğlunun bu süreci bir komutan gibi yönetmensinin ve parlamenter demokratik sisteme geçince adaylığının daha doğru olacağını düşünenlerdendim. Keşke böyle olmasaydı ama zaman beni haklı çıkardı.

Ama şunu itiraf etmeliyim ki Sayın Kılıçdaroğlu adaylığı sırasında inanılmaz bir performans gösterdi. Ülkemiz bir büyük fırsatı kaçırdı. Eğer kazanabilseydi ekonomik ve demokratik anlamda insanlarımız büyük kazanımlar elde edecekti...

Mahkeme kadıya mülk değildir. Elbet te zamanı gelen bir gün gidecektir. Ama "emek en yüce değerdir" diyen bir partinin üyeleri olarak biraz daha saygılı ve biraz daha sabırlı olmamız gerekmez mi? Soğuk kanlı bir değerlendirme yapmadan ve döktükleri alın teri daha kurumadan bu acımasızlık neden?

Sayın Kılıçdaroğlu'nun gitmeden önce yapması gereken işler olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin en büyük sorunu demokrasi. Siyasi partiler yasasının demokratikleştirilmesi ve parti içi demokrasinin sağlanması gerekiyor. Ülkemiz için istediğimiz HAK, HUKUK ve ADALET ' in parti içinde de sağlanması gerekiyor.

Merkez atamaları demokrasinin ayıbıdır. Parlamentosunda tamamına yakını atanmış bir meclisle yönetiliyoruz. Keza yerel yönetim başkan ve meclis üyelerinde de durum aynı. Sağcıları eleştirirken bizde onlara benzedik.

Bir röportajında Rahmetli İnönüye soruyorlar en korktuğunuz şey nedir diye. İnönü en korktuğum şey partimi bir hizbin ele geçirmesirdir diyor. Bana göre bu korku bilahare gerçekleşti ve hala onun yaptığı tüzükte yönetiliyoruz.

Sayın genel başkanımıza yakışan şey bırakmadan önce partimize saat gibi işleyen tam demokratik bir tüzük hediye etmesidir. Aşağıdan yukarıya doğru örgütlenen, atamaların olmadığı, görevden almanın olmadığı, üyelerin hakları kadar ödevlerinin de olduğu, liyakatın, bilginin, emeğin değerinin olduğu bir tüzük kurultayı istiyoruz. Bu tüzük aynı zamanda partinin sigortası olacaktır. Kazara parti bir gün yanlış ellere geçse dahi dipten gelen dalga onları süpürüp atacaktır. Bu tüzüğün bir örneği parti örgütümüzce çalışılmış ve Sayın Altan Öymen döneminde hazırlanmış ama hayata geçirilememiş bir tüzüktür.

İnanıyorum ki böyle demokratik bir tüzük partimiz CHP'yi büyütmekle kalmayacak, bölge partisi olmaktan sıkılan partilerin tabanlarının yer alacağı batısı, doğusu, güney doğusu ve karadaniziyle 1980 öncesinde olduğu gibi büyük bir Türkiye partisi olacağız ...

Genel başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı başlatılan bu linç kampanyasına son verilmesini ve kişilere bağllı olmayan kurumsal anlamda bir Değişim istiyoruz

Acilen parti içinde tam demokrasiyi hedef alan bir tüzük kurultayı istiyoruz. Bu yeni tüzük beklenen değişimi gerçekleştirecektir...

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu yaptıklarıyla ve en önem