bak işte, yine bir fırtına çıktı
önü arkası kesilmiyor
demedim mi ben sana ihtiyar
avare gezme, gezinme, diye
tüyler bitti dilimde
kayar düşersin uçurumdan
hadi söyle bakalım
seni kim kurtaracak
şimdi bu durumdan?
...
aslında, dinleseydin beni yürürdün üstüne bulutların
yine mihmanı olurdun umutların
seni hiç böyle görmedim
kurumuş daha dün diktiğin fidanların
sen de kabul et artık, kocadın
biliyorum, henüz bunamadın
amma kocadın be ihtiyar, kocadın
kaç yıl geçti, ilk isyanından bu yana, biliyor musun?
...
ihtiyar, bak yine soruyorum:
erciyes'te koluna girdiğin
gâvurdağı'nda demini çektiğin
hani, o, yarların gerdanına yaslandığın yıllar...
hani nerde, nerede, ihtiyar?
sen hâlâ medet umuyorsun
bezgin ve yorgun yıllardan
geçti bor'un pazarı
değmese de dostun nazarı
gönlün de yaşın da yaşlandı be ihtiyar
...
daha dün toz kondurmuyordun nefesine
içli şarkılar söylüyor
yanık türküler çığırıyordun
akordu da ayarlıyordun
iki solukta kesildin be ihtiyar
hani, ikinci baharı yaşıyordun
"gel dostum, bekliyorum" diyor, çayları tazeliyordun
sohbetin de belini kırıyordun
ah yaramaz seni
seni gidi ihtiyar seni
bu işin şakası yok
fiyakası da yok
unutma ihtiyar!
...
bak, yaylaları da efkâr bastı
görünmüyor yolları
yine dumanlar kaplamış doruklarını
onlar da yaşlandı ihtiyar
kimbilir kaç kuşağa muhibbi oldular
kaç kuşağı ağırladılar
bak bakalım,
gelenleri gidenleri oluyor mu?
sesleri solukları çıkıyor mu?
ve seher vakitlerinde;
çayırları, çimenleri ağlıyor mu?
ne dersin
bak bakalım ihtiyar?
İst., 9 Haziran 2020