İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bütün siyasi parti liderlerine bir çağrıda bulunarak, “İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ZOR ŞARTLARI AŞABİLMEK İÇİN GELİN BİR MASANIN ETRAFINDA BULUŞALIM, ORTAK AKLI İŞLETELİM.” Diyor.
Masanın adına da “Memleket Masası” adı verilebileceğini söylüyor.
Böyle bir masa etrafında içe ve dışa verilecek mesajın çok önemli olduğunu vurguluyor.
Akşener’in bu önerisine, vatandaş olarak biz de yürekten katılıyoruz.
Olur mu acaba?
Sorusu biraz dayanaksız kalıyor.
Zira, bu masayı toplaması gereken tek yetkilinin bu havada olmadığını görüyoruz.
Sözlerinden ve tavrından anlıyoruz ki, sadece kendi kulvarında olanlara sempatisi var, diğerlerine oldukça soğuk.
Bu yüzden böyle bir masanın kurulabileceğine ihtimal vermiyoruz.
Peki, içinde bulunduğumuz zorluklardan nasıl çıkabiliriz?
Tek çaresi var, kendimize gelmek.
Dönem, kavga ve didişme dönemi değildir.
Sık sık belirtildiğine göre, aynı gemideyiz.
Maazallah, gemi batarsa hepimiz batarız.
Onun için, öncelikle bu gemiyi kurtarıp, salimen sahile çekmemiz gerekiyor.
Bu da, evet, ortak akılla olacak bir iştir.
Bu memleketin çok iyi yetişmiş insanları var.
Çemberin içinde olanlarla dışında olanlar bir araya getirildiğinde nasıl bir sinerjinin ortaya çıkacağını tahmin bile edemeyiz.
O halde, herkes eteğindeki taşı döksün, ülke çıkarları etrafında, ortak akıl etrafında buluşsun.
Bakınız, dış para ihtiyacımız var.
Turizm ve ihracat gelirlerimiz virüs dolayısıyla neredeyse sıfır durumunda.
Tarımımız can çekişiyor.
Ekonomimiz, siyasilerimizden ve devletimizi yönetenlerden atılım bekliyor.
İnatlaşma ile, “sadece ben yapabilirim” mantığı ile bir yere varılamayacağı görülsün artık.
Sayın Akşener’in iyi niyetli yaklaşımını son derece isabetli buluyoruz.
Evet, memleket masasında buluşma zamanıdır.